İçimde öyle değişik bir hüzün var ki... Ben bu dünyadaki
gerçeklerle nasıl başa çıkacağımı artık bilemiyorum. Kendi hüznüm üzüyor beni,
evet. Ama sevdiğim insanların hüznü sadece üzmekle kalmıyor, kahrediyor. Onlar için
ne yapabileceğimi bilmiyorum mesela. Ve bu acziyet beni bitiriyor.
Dünyada çok fazla güzel insan var. Herkesi çok ama çok seviyorum. Hatta bazen işi abartıp iyi yürekli olmayan insanlara karşı bile sempati duyar hale geliyorum. Ama sonra bir olay cereyan ettiğinde insanların takındıkları tavır ve söyledikleri sözler, beni o insanlara olan sevgimi sorgulamaya itiyor.
“Kavmimiz yanlış tufanlardan geçiyor” Onur Ünlü ’nün deyimiyle. Ve eleştirilecek gerçekten çok fazla şey var. Ben de rahatsızlık duyuyorum bunların bir çoğundan. Fakat eleştirmeye başlayanlar o kadar yanlış yerden yaklaşıyorlar ve o kadar kalp kırıyorlar ki, böyle bir eleştiri olacağına hiç olmasın diyorum. Eleştiriye konu olan şeylere kızıyorum. Sonra onları eleştirenlere kızıyorum. Esasen neye kızdığımı artık ben de bilmiyorum.
Dünyada çok fazla güzel insan var. Herkesi çok ama çok seviyorum. Hatta bazen işi abartıp iyi yürekli olmayan insanlara karşı bile sempati duyar hale geliyorum. Ama sonra bir olay cereyan ettiğinde insanların takındıkları tavır ve söyledikleri sözler, beni o insanlara olan sevgimi sorgulamaya itiyor.
“Kavmimiz yanlış tufanlardan geçiyor” Onur Ünlü ’nün deyimiyle. Ve eleştirilecek gerçekten çok fazla şey var. Ben de rahatsızlık duyuyorum bunların bir çoğundan. Fakat eleştirmeye başlayanlar o kadar yanlış yerden yaklaşıyorlar ve o kadar kalp kırıyorlar ki, böyle bir eleştiri olacağına hiç olmasın diyorum. Eleştiriye konu olan şeylere kızıyorum. Sonra onları eleştirenlere kızıyorum. Esasen neye kızdığımı artık ben de bilmiyorum.
Çok farklı denizler
var içimde, dile getiremiyorum. Getirebileyim diye blog açtım, yazıya verdim
kendimi; ama sonra dönüp bakınca aslında içinin epeyce boş kaldığını görüyorum.
Herkes kimsenin kendisini anlamadığından dem vuruyor. Hakları var. Ama ben bu
yaşıma geldiğim halde hala kendimi tam çözebilmiş değilim. Bu yüzden insanların
başka insanları anlayamamasına şaşmıyorum.
İnsanlarla oturup bir kahve içip konuşmak en sevdiğim şey. Fakat
esasen benim kendimi karşıma alıp bir kahve içmeye ihtiyacım var, bunu
göremiyorum. Hayal dünyam uçsuz bucaksız. Ve gerçekleştirmek istediğim şeyler çok fazla.
Bunlara giden yolun nelerden geçtiğini biliyor, fakat gerçekleştirmek için kılımı kıpırdat(a)mıyormuşum hissiyatındayım.
Bunlara giden yolun nelerden geçtiğini biliyor, fakat gerçekleştirmek için kılımı kıpırdat(a)mıyormuşum hissiyatındayım.
Okuyunca baya anlamsız şeyler yazmışım gibi geliyor değil
mi? Bu kez ne hissettiğimi ifade edebilirmişim gibi geldi ama sanırım yine başaramadım.
Ben istiyorum ki hiç kimse üzülmesin. Ama bu mümkün değil çünkü insanları üzen de diğer insanlar. Dünya deveran ettiği sürece bu mümkün olamayacak bir şey, ama çocuk aklım bunu kabul etmekte zorlanıyor.
Ben istiyorum ki hiç kimse üzülmesin. Ama bu mümkün değil çünkü insanları üzen de diğer insanlar. Dünya deveran ettiği sürece bu mümkün olamayacak bir şey, ama çocuk aklım bunu kabul etmekte zorlanıyor.
Dünyadaki bütün kahveleri, bütün hayvanları ve bütün dilleri
çok seviyorum. Her ne kadar yapmayı istediğim şeyler konusunda aktif olarak faaliyet
gösteremiyor olsam da, yapmak istemediğim şeylerden uzak durmaya çalışıyorum ve
şimdilik bu beni avutuyor. Yazıya giriş, gelişme yapamadığım gibi sonunu da bağlayamadım.
Ama mükemmel bir şiir dinledim birkaç gün önce, bir arkadaş tavsiyesi üzerine. Buraya sonuç
niyetine onu bırakıyorum.
Meslek hayatım da yazın hayatım gibi olursa insanların vay haline. Ama kötü de olsa hislerimi bir parça bir yerlere dökebildiğim için mutluyum. Sağlıcakla.
Meslek hayatım da yazın hayatım gibi olursa insanların vay haline. Ama kötü de olsa hislerimi bir parça bir yerlere dökebildiğim için mutluyum. Sağlıcakla.

Comments
Post a Comment