Avukat olmak hiç istemedim ki ben. Doktor olmak istedim hep. Küçüklüğümden beri bu böyleydi. Hatta daha çizgi film izleyecek yaşlardayken bile doktor hanım derdi bana ailem ve akrabalarım. Sonra büyüdüm. Bir kaza kurşunu sonucu hukuk fakültesine düştüm. Bana yıllarca doktor hanım demiş kimseler, daha ilk akraba ziyaretinde avukat hanım demeye başladılar. Bu insanları anlamak güç. Zira benim alışmam aylarımı almışken bir de baktım ki benim dışımdaki herkes kanıksamış bu durumu. Neyse efendim. Biz hikayemize dönelim. Üniversitenin ilk birkaç ayında üzülmedim değil. Hatta tıp fakültesine muayene olmaya gittiğimde benim yaşımdaki beyaz önlüklü öğrencileri görünce gözlerimin dolduğu günler oldu. Ama çabuk atlattım neyse ki. Kendisini rehin alan kişiye aşık olurmuş insan. Stockholm sendromu mu diyorlar, öyle bir şey. Benimki de o hesap, gün geçtikçe daha da bağlandım bölümüme. Hatta bir dönem anlatamayacağım kadar çok sevdim hukuku. Karakterime ...
Everything starts with a dream.