Bir özlemdir hukuk. Kalın kitaplarına, kanunlarına, yönetmeliklerine duyulan bir özlem. Hepsi adeta nazlı birer sevgili gibidirler. İlk okuyuşunda bir şey anlamazsın belki mevzuattan. Ama özümseyerek birkaç kez okuduğunda ve o karışık cümleleri anlamanın tadına vardığında, bir kez daha âşık olursun hukuka. Âşık olursun bir daha kopmamacasına.
Herkes kahvesinin
yanında roman okumak isterken, sen Borçlar Kanunu okumak istersin. Herkesin
belki önce başlığını sıkıcı bulup okumayacağı bir anayasa makalesi, senin en
keyifli zamanlarını süsler. Seversin, çünkü onu okudukça, özveriyle üzerinde
çalıştıkça sana zevk vermeye başlar. Artık ona hâkimsindir. Karmaşık gibi duran
makale, senin ısrarlı ve hevesli tavırların sonucu dayanamamış ve kendisini
açmıştır sana. Ve sen bilgi birikimine bir yenisini daha eklemiş olmanın
mutluluğuyla dolarsın.
Hukukla haşır neşir
olmaya başladıktan sonra gazetelere bakış açın değişir. Vakalar sonucu verilen
cezalara daha bir dikkatli bakarsın artık. Eskiden okumadığın köşe yazılarını
okursun. Yeni çıkan kanunları takip edersin. Hatta kafanda hukuk çalışmaların
varken gazete okursan, normal kelimeleri bile hukuki terim gibi algılamaya
başlarsın. Sonra gülersin kendine ve şaşırırsın hukukun seni nasıl da böyle esir
aldığına.
Bir sevdadır hukuk.
Bir avukat ya da hâkim cübbesi gördüğünde kalbinin pır pır atmasıdır. Kendini o cübbenin içinde hayal etmektir.
Daha okula adımını ilk attığında sevdalanırsın o cübbeye ve dört sene boyunca
hayallerini süsler.
Farkındalık
duygusudur hukuk. Gelecekte adaletin bekçileri olacağını bilmek ve bu işi
hakkıyla yapabilmek için çabalamaktır. Kendini geliştirmek için sürekli bir
şeyler okumak, seminerlere katılmak, münazara yapmaktır.
Bir hukukçu
mesleğine âşıktır. Zaten âşık olmasa hukuk çekilecek dert değildir. Hukukçu
olmak, hayat boyu öğrenci olmak demektir. Kendini sürekli yenilemek, değişen
mevzuata ayak uydurmak demektir.
Kitap bir hukukçunun
en sadık dostudur. Öğrencilik yıllarında okumaya alıştığı o kalın kitaplar, iş
hayatında da peşini bırakmaz hukukçunun. Hukukçu işte bu yüzden âşıktır
mesleğine çünkü kitap da aşk işidir. Birine zorla bir kitabı okutturamazsınız.
Kitap ancak ona gönül verenlerce okunur.
Tüm bunları
değerlendirecek olursak, hukuk binlerce parçalık puzzle gibidir. Aşk ister,
emek ister, özveri ister. Uğraştırır sahibini. Ama sona gelindiğinde sahibinin
yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturmayı da başarır. Ben henüz puzzle’ın ilk
parçasındayım. Yolum uzun ve zorlu bir süreç beni bekliyor. Ama biliyorum ki bu
içimde taşıdığım heyecan, beni son parçaya kadar götürecek.
mesleğimizin hakkını veririz inşallah...:)
ReplyDeleteEline saglik ne de guzel anlatmissin !? ;)
ReplyDelete"Herkes kahvesinin yanında roman okumak isterken, sen Borçlar Kanunu okumak istersin."
ReplyDeleteEline saglik Fatima'cim, yine çok güzel bir yazi...
Sayende hukukun edebi yönünü kesf etmis oldum :)