İnsan vücudunun en
akıllı organıdır beyin. Öyle akıllıdır ki biz farkında olmasak bile vücudumuzu
yönetme, düşüncelerimize tesir etme özelliğine sahiptir. Biz aksi yönde
inandığımızı sansak da, beynimiz hangi yönde inanıyorsa bizi de o yönde
yönlendirir. Yani bilinçaltına işlemiş düşüncelerimizdir aslında hayatımıza
şekil veren.
Bunun en basit örneğini plasebo etkisiyle vermek mümkün. Plasebo, aslında tedaviye yarayacak yöntemlerin hiçbirisini kendisinde barındırmayan, ama hastalara tedavi yöntemiymiş gibi sunulan bir yöntemdir. Ve sonucunda da hastalar bunun tedavi yöntemi olduğuna inandıkları için iyileşme göstermişlerdir. Konuyu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Beyninde tümör olan bir hastaya doktorları kurmaca bir ameliyat düzenlerler. Ona da bu ameliyat sayesinde beynindeki tümörden tamamen kurtulacağını söylerler. Ameliyat günü geldiğinde hasta tıpkı bir ameliyata hazırlanıyormuş gibi hazırlanır ve ameliyata alınır. Doktorlar hastayı ameliyat etmek yerine kafa derisini biraz kesip yeniden dikerler. Ve sonra hastaya ameliyatın başarılı bir şekilde geçekleştiğini söylerler. Sonuç şaşırıcıdır. İyileştiğine tamamen inanan hastanın beynindeki tümör de yok olmaya başlamıştır.
Bu yöntemden de anlaşılacağı üzere, dışarıdan ne kadar çok müdahale edilirse edilsin, vücudumuz beynimizin isteği doğrultusunda hareket etmektedir. Aslında bu bilgi kullanmasını bilen için bir hazine hükmündedir.
Beynine emrettiği şeylerin vücuduna direkt tesir edeceğini bilen bir insan, beynine olumlu mesajlar göndererek hayatının daha iyi bir hale getirebilir. Mesela zayıflamakla ilgili problemleri olan bir insanın, beynine ‘’ben zayıflayacağım’’ mesajı göndererek ve yediği besinlerden kilo almadığına kendini inandırarak zayıflayabileceğine inanıyorum. Bu durum her olaya uygulanabilir niteliktedir.
Yaşam kalitesini değiştirebilmek insanın elinde. Kalabalıklara hitap edebilen saygın biri olmak da, hep kendi karanlıklarına saklanan ve insanlardan kaçan biri olmak da insanın elindedir.
Seminerlerini dinlediğimiz ve hayran olduğumuz konuşmacıların bizden pek de bir farkı yok aslında. Sadece onlar şunu iyi anlamışlar: Ben bir insanım ve mükemmel olabilmem için ihtiyaç duyacağım tüm yeteneği Mutlak Varlık bana bahşetmiş. Ben bu özeliklerimi kullanarak kendimi geliştirebilir ve daha iyi biri olabilirim. Seçim sadece bana ait. Önüme çıkan engeller pes etmem için değil, bir sonraki aşamaya güçlenerek geçebilmem için var. Eğer beynimi doğru kullanmayı öğrenirsem, bana sahip olmak istediğim hayatları verebilir. Tek yapmam gereken, beynime her zaman olumlu telkinde bulunmak. Gerisini zaten beynim halledecektir.
Yazımı toparlarsam,
insan beyninin bu evrendeki en güçlü varlık olduğunu ve çok da iyi söz
dinlediğini söyleyebilirim. Beynimiz, bizim ona vereceğimiz olumlu veya olumsuz
mesajlara göre işler ve bize güzel ya da kötü bir hayat sunar. İşte biz de
bunun bilincinde olursak, ulaşmak istediğimiz şeylere ulaşmamız için yalnızca
beynimizi komutlandırmamız yeterli olacaktır. Zaten gerisini bu kâinattaki her
canlı gibi görevini layıkıyla ve eksiksiz bir şekilde yapan beynimiz
halledecektir.
Comments
Post a Comment