Skip to main content

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 2




Merhaba,

Bir önceki bölümde mezun olduktan sonra tatil yapmak gerektiğinden, adliye ve avukat yanı stajının nasıl olduğundan ve büro ararken nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Bu yazıda, bir öncekinde değinmediğim başlıklara değinmeye çalışacağım.

Öncelikle, eğer idealist bir şekilde avukatlık düşünenler varsa onlara kesinlikle staj süresi boyunca sadece stajlarını yapmalarını ve tam zamanlı bir büroda çalışmalarını tavsiye ediyorum. Ne hakimlik, ne yüksek lisans, ne açılan araştırma görevlisi ilanları, ne herhangi bir dil kursu, ne ehliyet kursu (çünkü böyle şeyler staj döneminde aradan çıksın diye düşünebiliyor, ben de öyle düşündüm fakat yanlış bir strateji ) herhangi bir şeye başvurmamalarını tavsiye ediyorum. 

Bunun sebebi ise en basitinden, ehliyet kursu için bile (sınavlar, teorik dersler, pratik dersler) çalıştığınız yerden defalarca kere izin almanız gerekiyor. Ve bu hem patronunuzla ve ofisteki diğer çalışanlarla aranızda sorun oluşmasına neden olabilir, hem de sizi sürekli başka şeylerle böleceği için iş veriminizi düşürür. 

Ama bu yazdığım sadece ve sadece serbest avukatlığı düşünenler için. Kendisine avukatlık dışında B, C planları da oluşturmak isteyenler için böyle bir şey söyleyemem çünkü staj dönemi aynı zamanda sizin pek bir sorumluluğunuzun olmadığı ve birçok ilan/sınavın açıldığı bir dönem. Bunları da akıllıca değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bazı sınavlar yılda sadece 1 kere ya da 2 kere açılabiliyor. Avukatlık dışında alternatif düşünenlerin diğer opsiyonları da değerlendirmeleri gerekir diye düşünüyorum.

Ben şahsen üniversite yıllarından bu yana serbest avukatlık dışında hep ikinci bir şeyler de düşündüğüm için bu staj dönemim de zaman zaman bir büroda çalışmamın yanı sıra, çeşitli kurslara giderek ve pek çok yere başvuru yapıp onların sınavlarına hazırlanmakla geçti. Kendim için avukatlığı ilk sırada düşünmediğim için bu şekilde hareket ettim, siz kendiniz için nasıl bir yol çizmeyi düşünüyorsanız o yönde hareket edebilirsiniz.

Bu ön bilgiden sonra başlıklar halinde hukuk mezununun avukatlık dışında ne yapabileceğinden bahsetmek istiyorum.

HAKİMLİK

Bu artık klasikleşmiş bir durum. Hukuktan mezun olan yüzde 90 insan hakimliğe hazırlanıyor. Hakim olmayı düşünmeseniz bile çevrenin etkisiyle ve “sen bir sınavı kazan, istemezsen gitmezsin” putuyla birlikte kendinizi sınava çalışırken bulabiliyorsunuz.

Hakimlik için dersane ya da kaynak, yol-yöntem önerecek yeterlilikte değilim. Bunu sınavı kazananlara sormak lazım. Ben mezun olunca özet bir hakimlik seti aldım fakat doğru düzgün hiç hazırlamadım. Şimdi o seti başka sınavlara hazırlanmak için kullanıyorum.

Hakimlik sınavının nasıl kazanacağıyla ilgili bir şey söyleyemem fakat benim hakimlik sınavına bakış açımla alakalı bir şeyler söyleyebilirim. Bence yüzde yüz avukatlık düşünmeyen her hukuk mezunu, mezun olunca bir 3-4 ay hakimliğe çalışmalıdır. Ben stajımın başına dönseydim kesinlikle böyle yapardım. Sınava çalışmanızı, hakimliği tavsiye ettiğim için önermiyorum. Hakimlik sınavına çalışmanız demek, sizin 4 yıl boyunca bazen sindire sindire, bazen son gece ezberleyerek öğrendiğiniz ve her halde unuttuğunuz hukuk bilginizi tekrar etmenizi sağlayacaktır.

 Peki hukuk bilgisini tekrar etmek ne için önemli? Siz mezun olunca açılan tek sınav hakimlik olmayacak. Kurumların uzmanlık sınavları, kurum avukatlığı için kurumların kendi yaptığı sınavlar, bankaların açtığı sınavları,KPSS, üniversitelerin açtığı araştırma görevlisi sınavları, yüksek lisans bilim sınavı, kaymakamlık sınavı vs. Bunların hepsinde sorulan şey hukuk. Bazısında özel hukuk sorarlar, bazısında kamu hukuku sorarlar, bazı üniversiteler, misal medeni hukuk için araştırma görevlisi alacaktır, sadece medeni hukuk sorar. Ama en nihayetinde sizin bu tip açılan sınavlara hazırlanmanız için oturup ders çalışmanız icap edecektir. 

Çünkü bu sınavların hepsi aynı anda açılmıyor. Bütün bu sınavlar bir seneye yayılıyor, belli aralıklarla kurumlar ve üniversiteler ilana çıkıyor. Hakimlik istiyorsanız zaten hakimlik sınavına hazırlanacaksınız. Ama herkes avukatlık ya da hakim-savcılık yapmak istemiyor. Başka alternatifler de var. Ayrıca dünyanın da bin bir türlü hali var. İnsanın kendisine her zaman bir B planı yapması gerekiyor. Bu yüzden, eğer serbest avukat olmayacaksanız (ruhsatı alınca zaten olacaksınız ama kastım, bu mesleği hedeflemediyseniz) herkesin öncelikle bir hakimlik seti bitirmesini tavsiye ediyorum. 

Siz bir kere konuları baştan sonra tekrar ettikten sonra, açılan her ilan/sınavda “eyvah ders çalışmam lazım” telaşına düşmeden yüzeysel bir tekrarla rahatlıkla hatırlamış olacaksınız. Yoksa en baştan düzenli çalışmazsanız, açılan her sınavda bir ay odanıza kapanırsınız ve staj döneminiz parça parça ders çalışmakla geçer.

KPSS- UZMANLIK- KURUM AVUKATLIĞI- BANKA SINAVLARI

Üniversite döneminde KPSS ye girip iyi kötü bir puan aldıysanız ne ala. Almadıysanız da üzülmeniz gereken bir durum yok, bu sınav her sene yapılıyor. Peki bu KPSS puanı ile ne yapılıyor? Ben üniversite son sınıfta KPSS ye girdim, orta halli bir puan aldım. ALES ve YDS puanım da vardı, üniversitede iken aldığım. Bunlar belli oranlarla 180 tane puan türü olarak karşınıza geliyor. Yani P1 den P180 e kadar puan sahibi olmuş oluyorsunuz. Her puanın belli bir anlamı var. Her puan başka bir yere girmek için kullanılıyor.

Mesela bir ilan açıldığında başvuru şartı olarak, “P89 dan en az 70 ve üzeri alanlar” diyor. Örneğin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı uzman alırken P69 puanı ararken,  Sağlık Bakanlığı P56 puanı isteyebiliyor. Bu yüzden işte açılan iki KPSS ye ve ALES-YDS ye girmeniz önemli. (ALES ten emin değilim ama YDS puan hesaplamasında kullanılıyor diye biliyorum)

Peki bu ilanlara nereden ulaşıyoruz: www.memurlar.net

Burada çeşitli bakanlıkların uzmanlık, müfettişlik ilanları, kaymakamlık sınavı, banka sınavları ve üniversitelerin öğretim görevlisi ilanları oluyor. Ama ben üniversitelerin ilanları için YÖK ün sitesini takip ediyorum. Orayı araştırma görevlisi başlığında detaylı anlatacağım.

Ben şimdiye dek uzmanlık ilanlarına hiç başvurmadım. Stajımın başında bir tane bankaya başvurmuştum, ön elemeyi geçtim ama yazılı sınavına gitmemiştim. Ama yine de genel itibariyle ilanları takip ediyorum. Bu uzmanlık ilanlarında da, ilanı veren bakanlığın yapısına göre, ingilizce puanı isteyebiliyor. Ama genel olarak şart olarak “Px puanı 70 den yüksek olanlar” gibi genel bir şart koşuyor. 

Sonra eğer ilanda belirtilen kişilerin arasına girerseniz  (çünkü ilk 50 kişi, ilk 80 kişi gibi şartlar da olabiliyor) sizi yazılı sınava ve mülakata çağırıyorlar. Yani 3 aşamalı bir sınav sistemi: ön eleme, yazılı sınav, mülakat. Tabii bazıları sadece yazılı sınav ya da sadece mülakat yapabiliyor. Bu yine ilandan ilana değişiyor. Ben genel bir çerçeve çizmek istedim sadece.

Uzman ne iş yapar, kurum avukatı ne iş yapar, buralara hiç girmek istemiyorum. Farklı kurumlarda çalışan uzman ve avukat arkadaşlarım var. Ama mesela X bakanlığındaki uzman arkadaşım mesleğini önerirken  Y bakanlığındaki önermiyor. Bu da çalıştığın yere fazlasıyla bağlı bir meslek. Genel olarak serbest avukatlığa nazaran rahat olduğu söyleniyor. Benim kişisel fikrimi soracak olursanız, bu yolları kendim için en son seçenek olarak belirledim. Çünkü henüz idealist yönümü yitirmiş değilim ve mesleğimin memuriyete evrilmesini de istemiyorum.  Ama herkes kendi yaşantısına göre daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilir diye düşünüyorum.

Bir de önemli bir ekleme, siz muhtemelen hakimliğe de hazırlansanız, başka yollara da kaysanız her halükarda avukatlık stajınızı başlatacaksınız ve onun bir kenarda devam etmesini isteyeceksiniz. Çünkü avukat olmak istemeyenler dahi “hiçbir şey yapamazsam en kötü avukat olurum” mantığıyla staj yapıyorlar. 

Buna şu yönden katılmıyorum. Hiçbir şey yapamazsanız en kötü avukat olmazsınız, hiçbir şey yapamayan, olsa olsa kötü bir avukat olur. Avukatlık hepsinden çok emek ve çalışma isteyen bir meslek çünkü. Cümlenin doğru hali şu olmalı bence: “hiçbir şey yapamazsam en kötü ruhsat sahibi olurum”, buna katılırım işte. Bence de herkes, hangi mesleği yapacaksa da ilk önce ruhsatını eline almalı. Çünkü günümüzde şartlar çok hızlı değişiyor. Ruhsatı alıp bir kenara koymakta fayda görüyorum ben. Bu yüzden kendim staj dönemim boyunca stajı yakmamak için olağanüstü çaba sarf ettim, başvurmaktan imtina ettiğim, çünkü kabul almam halinde stajımı yakacak yerler çok oldu. 

Bu yüzden, eğer uzmanlık vs. sınavlarına girecekseniz de, ruhsatı alana kadar bekleyin. Daha geçenlerde, iyi bir bakanlıkta senelerdir uzman olarak çalışan bir arkadaşım, ruhsatını almadan bu pozisyona girdiği için çok pişman olduğunu, çünkü şu anda işi bırakıp avukatlığa dönmek istese böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini çünkü bir yıl staj yapıp her şeye yeniden başlamanın onun için çok zor olduğundan bahsetti. 

Bir de mesela uzmanlık yaparken de kendilerine yine çeşitli kurumlarda avukatlık fırsatları geliyormuş. Ama ruhsatı olmayanlar o pozisyonlara başvuramıyorlarmış. Kurum avukatlığı için ruhsat gerekiyor fakat uzmanlık için gerekmiyor. Yani mezun olur olmaz, gerekli sınavlara girerseniz uzman olabilirsiniz. Ama ben staj bitmeden kimseye bu yolu tavsiye etmiyorum.

Staj yakmanın esprisi de şu: sizin 1 yıllık staj döneminiz boyunca herhangi bir işte sigortalı olarak çalışmanız yasak. Yoksa stajınız yanar. Yukarıda bahsettiğim bütün işlerde de size sigorta yapacakları için stajınız yanmış oluyor. Ya da yukarıda saydığım meslekleri boşverin, staj döneminde mahallenizdeki markete reyon görevlisi olarak girdiniz ve size sigorta yaptılar, o zaman da stajınız yanar. Staj süresince herhangi bir işte çalışmamanız ekstra önem arz ediyor. Ayrıntılı bilgi için “avukatlık staj yönetmeliği” ne bakabilirsiniz.

Yazı yine beklediğimden uzun oldu. Sanırım bu konularda konuşmayı da yazmayı da sevdiğim için önümü alamıyorum. Bir sonraki yazıda benim de özellikle ilgilendiğim yüksek lisans, akademisyenlik ve aklıma başka bir başlık gelirse onlardan bahsedeceğim.

Esen kalın.







Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...

I TOLD MY STORY!

If you ask me what’s the coolest thing I’ve ever done in my life, I’d say, “Which one? I’ve done so many cool things!” But if you said, “Come on, be serious now,” I’d tell you: the day I told my story. That was the day I felt the bravest, coolest, and most inspired. It all started when one of my close friends invited me to the  TOUCH Network storytelling event. I was like, “Cool, let’s go.” I didn’t have any expectations, good or bad, except that I knew we’d see some farm animals since the event was taking place on a farm. So we went. It was a storytelling event, as advertised, but not just random storytelling. Four people talked about struggles they had overcome in life, how they did it, and what we could take from it. It was basically like TED Talks, but with fewer spotlights and more human touch. If you know me, you know I’m all about human connection, deep conversations, and touchy subjects. So I was so happy when I realized what was going on. I had the most beautiful tw...