Merhaba,
Bir önceki bölümde mezun olduktan sonra tatil yapmak
gerektiğinden, adliye ve avukat yanı stajının nasıl olduğundan ve büro ararken
nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Bu yazıda, bir öncekinde
değinmediğim başlıklara değinmeye çalışacağım.
Öncelikle, eğer idealist bir şekilde avukatlık düşünenler
varsa onlara kesinlikle staj süresi boyunca sadece stajlarını yapmalarını ve
tam zamanlı bir büroda çalışmalarını tavsiye ediyorum. Ne hakimlik, ne yüksek
lisans, ne açılan araştırma görevlisi ilanları, ne herhangi bir dil kursu, ne
ehliyet kursu (çünkü böyle şeyler staj döneminde aradan çıksın diye
düşünebiliyor, ben de öyle düşündüm fakat yanlış bir strateji ) herhangi bir
şeye başvurmamalarını tavsiye ediyorum.
Bunun sebebi ise en basitinden, ehliyet kursu için
bile (sınavlar, teorik dersler, pratik dersler) çalıştığınız yerden defalarca kere
izin almanız gerekiyor. Ve bu hem patronunuzla ve ofisteki diğer çalışanlarla
aranızda sorun oluşmasına neden olabilir, hem de sizi sürekli başka şeylerle böleceği
için iş veriminizi düşürür.
Ama bu yazdığım sadece ve sadece serbest avukatlığı
düşünenler için. Kendisine avukatlık dışında B, C planları da oluşturmak isteyenler için böyle
bir şey söyleyemem çünkü staj dönemi aynı zamanda sizin pek bir sorumluluğunuzun
olmadığı ve birçok ilan/sınavın açıldığı bir dönem. Bunları da akıllıca
değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bazı sınavlar yılda sadece 1 kere ya da 2 kere
açılabiliyor. Avukatlık dışında alternatif düşünenlerin diğer opsiyonları da
değerlendirmeleri gerekir diye düşünüyorum.
Ben şahsen üniversite yıllarından bu yana serbest avukatlık
dışında hep ikinci bir şeyler de düşündüğüm için bu staj dönemim de zaman zaman bir büroda çalışmamın yanı sıra, çeşitli
kurslara giderek ve pek çok yere başvuru yapıp onların sınavlarına
hazırlanmakla geçti. Kendim için
avukatlığı ilk sırada düşünmediğim için bu şekilde hareket ettim, siz kendiniz
için nasıl bir yol çizmeyi düşünüyorsanız o yönde hareket edebilirsiniz.
Bu ön bilgiden sonra başlıklar halinde hukuk mezununun
avukatlık dışında ne yapabileceğinden bahsetmek istiyorum.
HAKİMLİK
Bu artık klasikleşmiş bir durum. Hukuktan mezun olan yüzde
90 insan hakimliğe hazırlanıyor. Hakim olmayı düşünmeseniz bile çevrenin
etkisiyle ve “sen bir sınavı kazan, istemezsen gitmezsin” putuyla birlikte
kendinizi sınava çalışırken bulabiliyorsunuz.
Hakimlik için dersane ya da kaynak, yol-yöntem önerecek yeterlilikte
değilim. Bunu sınavı kazananlara sormak lazım. Ben mezun olunca özet bir hakimlik
seti aldım fakat doğru düzgün hiç hazırlamadım. Şimdi o seti başka sınavlara
hazırlanmak için kullanıyorum.
Hakimlik sınavının nasıl kazanacağıyla ilgili bir şey
söyleyemem fakat benim hakimlik sınavına bakış açımla alakalı bir şeyler
söyleyebilirim. Bence yüzde yüz avukatlık düşünmeyen her hukuk mezunu, mezun
olunca bir 3-4 ay hakimliğe çalışmalıdır. Ben stajımın başına dönseydim
kesinlikle böyle yapardım. Sınava çalışmanızı, hakimliği tavsiye ettiğim için
önermiyorum. Hakimlik sınavına çalışmanız demek, sizin 4 yıl boyunca bazen
sindire sindire, bazen son gece ezberleyerek öğrendiğiniz ve her halde
unuttuğunuz hukuk bilginizi tekrar etmenizi sağlayacaktır.
Peki hukuk bilgisini
tekrar etmek ne için önemli? Siz mezun olunca açılan tek sınav hakimlik
olmayacak. Kurumların uzmanlık sınavları, kurum avukatlığı için kurumların
kendi yaptığı sınavlar, bankaların açtığı sınavları,KPSS, üniversitelerin
açtığı araştırma görevlisi sınavları, yüksek lisans bilim sınavı, kaymakamlık
sınavı vs. Bunların hepsinde sorulan şey hukuk. Bazısında özel hukuk sorarlar,
bazısında kamu hukuku sorarlar, bazı üniversiteler, misal medeni hukuk için
araştırma görevlisi alacaktır, sadece medeni hukuk sorar. Ama en nihayetinde sizin bu
tip açılan sınavlara hazırlanmanız için oturup ders çalışmanız icap edecektir.
Çünkü
bu sınavların hepsi aynı anda açılmıyor. Bütün bu sınavlar bir seneye
yayılıyor, belli aralıklarla kurumlar ve üniversiteler ilana çıkıyor. Hakimlik istiyorsanız
zaten hakimlik sınavına hazırlanacaksınız. Ama herkes avukatlık ya da
hakim-savcılık yapmak istemiyor. Başka alternatifler de var. Ayrıca dünyanın da
bin bir türlü hali var. İnsanın kendisine her zaman bir B planı yapması
gerekiyor. Bu yüzden, eğer serbest avukat olmayacaksanız (ruhsatı alınca zaten
olacaksınız ama kastım, bu mesleği hedeflemediyseniz) herkesin öncelikle bir hakimlik
seti bitirmesini tavsiye ediyorum.
Siz bir kere konuları baştan sonra tekrar
ettikten sonra, açılan her ilan/sınavda “eyvah ders çalışmam lazım” telaşına
düşmeden yüzeysel bir tekrarla rahatlıkla hatırlamış olacaksınız. Yoksa en baştan
düzenli çalışmazsanız, açılan her sınavda bir ay odanıza kapanırsınız ve staj
döneminiz parça parça ders çalışmakla geçer.
KPSS- UZMANLIK- KURUM AVUKATLIĞI- BANKA SINAVLARI
Üniversite döneminde KPSS ye girip iyi kötü bir puan
aldıysanız ne ala. Almadıysanız da üzülmeniz gereken bir durum yok, bu sınav
her sene yapılıyor. Peki bu KPSS puanı ile ne yapılıyor? Ben üniversite son
sınıfta KPSS ye girdim, orta halli bir puan aldım. ALES ve YDS puanım da vardı, üniversitede iken aldığım. Bunlar belli oranlarla 180 tane puan türü olarak karşınıza
geliyor. Yani P1 den P180 e kadar puan sahibi olmuş oluyorsunuz. Her puanın
belli bir anlamı var. Her puan başka bir yere girmek için kullanılıyor.
Mesela bir ilan açıldığında başvuru şartı olarak, “P89 dan
en az 70 ve üzeri alanlar” diyor. Örneğin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
uzman alırken P69 puanı ararken, Sağlık Bakanlığı P56 puanı isteyebiliyor. Bu yüzden işte açılan iki KPSS ye ve ALES-YDS
ye girmeniz önemli. (ALES ten emin değilim ama YDS puan hesaplamasında
kullanılıyor diye biliyorum)
Peki bu ilanlara nereden ulaşıyoruz: www.memurlar.net
Burada çeşitli bakanlıkların uzmanlık, müfettişlik ilanları,
kaymakamlık sınavı, banka sınavları ve üniversitelerin öğretim görevlisi
ilanları oluyor. Ama ben üniversitelerin ilanları için YÖK ün sitesini takip
ediyorum. Orayı araştırma görevlisi başlığında detaylı anlatacağım.
Ben şimdiye dek uzmanlık ilanlarına hiç başvurmadım. Stajımın başında bir tane
bankaya başvurmuştum, ön elemeyi geçtim ama yazılı sınavına gitmemiştim. Ama
yine de genel itibariyle ilanları takip ediyorum. Bu uzmanlık ilanlarında
da, ilanı veren bakanlığın yapısına göre, ingilizce puanı isteyebiliyor. Ama genel
olarak şart olarak “Px puanı 70 den yüksek olanlar” gibi genel bir şart
koşuyor.
Sonra eğer ilanda belirtilen kişilerin arasına girerseniz (çünkü ilk 50 kişi, ilk 80 kişi gibi şartlar
da olabiliyor) sizi yazılı sınava ve mülakata çağırıyorlar. Yani 3 aşamalı bir
sınav sistemi: ön eleme, yazılı sınav, mülakat. Tabii bazıları sadece yazılı
sınav ya da sadece mülakat yapabiliyor. Bu yine ilandan ilana değişiyor. Ben
genel bir çerçeve çizmek istedim sadece.
Uzman ne iş yapar, kurum avukatı ne iş yapar, buralara hiç
girmek istemiyorum. Farklı kurumlarda çalışan uzman ve avukat arkadaşlarım var.
Ama mesela X bakanlığındaki uzman arkadaşım mesleğini önerirken Y bakanlığındaki önermiyor. Bu da çalıştığın
yere fazlasıyla bağlı bir meslek. Genel olarak serbest avukatlığa nazaran rahat
olduğu söyleniyor. Benim kişisel fikrimi soracak olursanız, bu yolları kendim
için en son seçenek olarak belirledim. Çünkü henüz idealist yönümü yitirmiş
değilim ve mesleğimin memuriyete evrilmesini de istemiyorum. Ama herkes kendi yaşantısına göre daha
sağlıklı bir değerlendirme yapabilir diye düşünüyorum.
Bir de önemli bir ekleme, siz muhtemelen hakimliğe de
hazırlansanız, başka yollara da kaysanız her halükarda avukatlık stajınızı
başlatacaksınız ve onun bir kenarda devam etmesini isteyeceksiniz. Çünkü avukat
olmak istemeyenler dahi “hiçbir şey yapamazsam en kötü avukat olurum”
mantığıyla staj yapıyorlar.
Buna şu yönden katılmıyorum. Hiçbir şey
yapamazsanız en kötü avukat olmazsınız, hiçbir şey yapamayan, olsa olsa kötü
bir avukat olur. Avukatlık hepsinden çok emek ve çalışma isteyen bir meslek
çünkü. Cümlenin doğru hali şu olmalı bence: “hiçbir şey yapamazsam en kötü ruhsat
sahibi olurum”, buna katılırım işte. Bence de herkes, hangi mesleği yapacaksa da
ilk önce ruhsatını eline almalı. Çünkü günümüzde şartlar çok hızlı değişiyor. Ruhsatı
alıp bir kenara koymakta fayda görüyorum ben. Bu yüzden kendim staj dönemim
boyunca stajı yakmamak için olağanüstü çaba sarf ettim, başvurmaktan imtina
ettiğim, çünkü kabul almam halinde stajımı yakacak yerler çok oldu.
Bu yüzden, eğer
uzmanlık vs. sınavlarına girecekseniz de, ruhsatı alana kadar bekleyin. Daha geçenlerde,
iyi bir bakanlıkta senelerdir uzman olarak çalışan bir arkadaşım, ruhsatını
almadan bu pozisyona girdiği için çok pişman olduğunu, çünkü şu anda işi
bırakıp avukatlığa dönmek istese böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini çünkü bir
yıl staj yapıp her şeye yeniden başlamanın onun için çok zor olduğundan
bahsetti.
Bir de mesela uzmanlık yaparken de kendilerine yine çeşitli
kurumlarda avukatlık fırsatları geliyormuş. Ama ruhsatı olmayanlar o
pozisyonlara başvuramıyorlarmış. Kurum avukatlığı için ruhsat gerekiyor fakat
uzmanlık için gerekmiyor. Yani mezun olur olmaz, gerekli sınavlara girerseniz
uzman olabilirsiniz. Ama ben staj bitmeden kimseye bu yolu tavsiye etmiyorum.
Staj yakmanın esprisi de şu: sizin 1 yıllık staj döneminiz
boyunca herhangi bir işte sigortalı olarak çalışmanız yasak. Yoksa stajınız
yanar. Yukarıda bahsettiğim bütün işlerde de size sigorta yapacakları için
stajınız yanmış oluyor. Ya da yukarıda saydığım meslekleri boşverin, staj döneminde
mahallenizdeki markete reyon görevlisi olarak girdiniz ve size sigorta
yaptılar, o zaman da stajınız yanar. Staj süresince herhangi bir işte
çalışmamanız ekstra önem arz ediyor. Ayrıntılı bilgi için “avukatlık staj
yönetmeliği” ne bakabilirsiniz.
Yazı yine beklediğimden uzun oldu. Sanırım bu konularda
konuşmayı da yazmayı da sevdiğim için önümü alamıyorum. Bir sonraki yazıda
benim de özellikle ilgilendiğim yüksek lisans, akademisyenlik ve aklıma başka
bir başlık gelirse onlardan bahsedeceğim.
Esen kalın.

Comments
Post a Comment