Skip to main content

Posts

Showing posts from March, 2016

Burası Dünya Yahu

  İnsan değiştiremeyeceği şeylerden mülhem mutsuz olmamalıdır. Zira o zaman değiştirebileceği şeylere gücü kuvveti kalmayacaktır. Mutlak varlık her insana farklı kabiliyetler vermiştir. Kiminin kalemi güçlüdür. Kimi iyi bir hatiptir. Kiminin de zekâsı parlaktır. Her insan kendi kabiliyeti ölçüsünde yapabileceğinin en güzelini yapmalıdır. Ama gerisine de fazla takılmamalıdır.   Mükemmellik algısı bize günümüz dünyasınca dayatılan korkunç bir algıdır. Her kadın güzel, her erkek yakışıklı, her öğrenci başarılı olmak zorundadır. Kişinin sahip olduğu niteliklere bakılmaksızın, herkes aynı kefeye konulur ve aynı ölçütlerle yargılanır. Hâlbuki insan denen varlık ne kadar değişik, ne kadar şahsına münhasırdır. Nefes alan her canlının aynı şeyleri yapabilmesi hiç mümkün olabilir mi yahu?   Eğer siz bir balığı uçma kabiliyetine göre değerlendirirseniz balığın başarısız olduğu sonucuna ulaşırsınız. Peki, bu akla mantığa sığar mı? Tabiki hayır. Bir balık uça...

Yeniden

Herkese ve her şeye yeniden başlamak istiyorum. Yeniden yeniden yeniden. Bunun kadar az şey beni bu denli heyecanlandırabilir. Bir şeyler istediğim gibi gitmeyince onu düzeltmek yerine hikayenin en başına gitmek isterim hep. Çünkü bir tek o şekilde işi kökten halledebilirim. Yirmi bir yıldır yaşıyorum bu gezegende ama olmayı istediğim yerde değilim. Neden? Bunun cevabı bende yok. Hep bir şeyler eksikmiş gibi hissediyorum. Hep bir şeyleri ıskalıyorum ve bu yüzden şu hayatta hiçbir zaman tam istediğim konuma ulaşamıyorum. Neden ya neden? Neden insan içinde bulunduğu durumdan bir türlü memnun olmaz ki? Neden hep daha iyisini isteriz, daha güzelini ararız? Sanki her şeye sıfırdan başlasam hepsi düzelecekmiş gibi. Yeniden öğrensem okumayı, yazmayı, konuşmayı.   Renkleri yeniden keşfetsem. Hayatımın ilk kitabını ilk kez alsam elime. Ve bitirdikten sonra yazar olmaya karar versem yeniden. Sevdiğim yiyecekleri ilk defa yesem ve yine güzellikleri karşısında hayret...

Serin

Bugün hiçbir yere gitmeyip tüm gün tembellik etmek niyetindeydim. Fakat akşama doğru vuku bulan küçük bir hadiseden ötürü bir miktar kırıldım. Mütemadiyen kırılırım ben. İnsan zaten başka ne için yaşar ki? Daha fazla evde oturamayacağımı fark edince kendimi dışarıya attım. Açık havanın insanı ruhen güzelleştirdiğine inanırım her daim. Kapalı mekanların tekdüzeliğine karşın, her çeşit obje vardır açık havada. Doğanın sesi vardır mesela. Yaprakların, rüzgarın, böceklerin sesleri... Havanın kararmasına yarım saat olduğunu bilerek, ama yine de okurum umuduyla kitap da aldım yanıma. Nitekim ben 25 sayfa kadar okuyunca güneş gitti. Bulutlar, karanlık ve rüzgar... Serin havada yalnız oturmanın dayanılmaz cazibesi. Evet ben yalnız kalmayı severim biraz. Arkadaşlarımla olmayı sevdiğim kadar tek başıma olmayı da severim. Rüzgarın parmaklarımı soğuktan hissizleştirmesine aldırmadan yazıyorum bu yazıyı. Ölüyoruz, demek ki yaşanılacak demişti şair. Yaşıyoruz, demek ki yaşanılacak ...

Çekiştirmek Üzerine

Kendinizden olmayan birini nasıl bu kadar kolay alaya alabiliyorsunuz arkadaşlar aklım almıyor. Sizin için herkes aşağılanası bir varlık sanki. En nefret ettiğim şey bir başkasının arkasından konuşulması. İnsanlardan hoşlanabilirsiniz ya da hoşlanmayabilirsiniz. Bu sizin içsel probleminiz. Ama onlar yokken onlar hakkında aleyhte konuşup onları aşağılayamazsınız. Herkes istediği gibi giyinir ve siz bir şey diyemezsiniz. Herkes saçını veya şalını istediği tarzda yapar ve siz bir şey diyemezsiniz. Herkes istediği şekilde konuşur, yine bir şey diyemezsiniz. Herkes istediği kişiyle oturup kalkar, arkadaşlık eder, siz bir şey diyemezsiniz. Herkes istediği şekilde düşünebilir ve saygı çerçevesinde bunu ifade edebilir ve siz bir şey diyemezsiniz. İnsanlar sizden farklı giyiniyor, davranıyor, düşünüyor diye sizin onu küçük görme hakkınız yok. Siz her şeyi en iyi bilen olmadığınız gibi en doğru yapan da değilsiniz. Herkesin doğrusu kendisine göre ve insanlar bu yolda is...