Hayatımın fetret dönemindeyim. Ama bunalımdayım olarak
algılanmasın bu. Zira bir şeylere inancı olan insan depresyona girmemeli. Benim
bahsettiğim, bir nevi duraklama. Neyse ki şimdilik sadece duraklıyoruz,
gerilemeye geçersek sıkıntı büyük.
Peki neden fetret dönemindeyim? Sanırım yalnız
yaşamaya alışmaya çalışıyorum. Yani bu sandığımdan daha uzun bir süreç
gerektiriyormuş, onu idrak ettim. Normal şartlarda da yalnız kalmayı seven
biriyim. Ama tabi bunun 7/24 olması kötü hissettiriyormuş. Sabah saat kaçta
uyanacağınızı, o gün ne yiyeceğinizi, neler yapacağınızı konuşacak bir kimseniz
olmayınca insan deyim yerindeyse ipleri tamamen salıyor. Hiçbir işin ucundan
tutmak gelmiyor içinden.
Daha senenin başındasın, ne işi gücü bu böyle diye
düşünüyorsanız olaya farklı bir pencereden bakıyorsunuz sevgili okur. Ben boş
kalmayı sevmeyen bir insanım. Okulum, dersim, sınavım, hiçbir şeyim olmasa dahi
sabah erken kalkıp kendime iş yaratan bir insanım. Sabah dersim olsa bile, yedide
kalkmak pahasına sabah sporumu yapıp okula öyle giden bir insanım.
Hiçbir şey yapmadan boş boş durmayı insanın
kendisine yaptığı bir haksızlık olduğunu düşünüp her bulduğum boş vaktimi
doldurmaya çabalayan ve gün sonunda oluşan fiziksel yorgunluktan haz duyan bir
insanım. İnsandım demek daha doğru olur sanırım. Çünkü artık bunların hiçbirisini
yapmıyorum.
Uzun süredir üzerime çöküp kalan bir rehavet var ve üzerimden
atabilmek için bir yerden başlayamamak da en büyük problemim. Hani çok büyük
şeyler hedeflersiniz, ona ulaşmak için ihtiyaç duyduğunuz her şeye sahip olduğunuzu
bilirsiniz ama işe koyulmak için gereken "start" düğmesine bir türlü basamazsınız
ya... İşte benim "start" butonum bir süredir kayıp. Bunun sebebini şuna ya da buna
bağlamak istemiyorum. Ama herhangi bir işimi yaparken eskiden duyduğum gibi bir heyecan duyamamak da beni derinden üzüyor.
Bu belki
de bir dönemdir, herkesin hayatında belli aralıklarla cereyan eden. Ama bana benimki uzun sürmüş gibi geliyor. Ve eskiden
duyumsadığım, bir şeyler başarmış olma hissiyatını hatırladığım zaman, bir an
önce bitsin istiyorum bu fetret. Çabucak nihayete ersin ki ben de sabah altıda
kalktığında bile gülümseyen, hatta yeni güne ulaşmanın sevinciyle yataktan zıplayan
eski Fatıma'ya kavuşabileyim.
Miskinlik kötü bir şey. İnsan hayatı hiçbir şey
yapmadan boş boş oturacak kadar uzun değil. Ve bunun için verilmedi de. Ama herhalde yaşayacağımız
varmış diyorum.
Comments
Post a Comment