Skip to main content

Posts

Showing posts from September, 2013

Hayal Et

  Hayal kurmak insanın sahip olabileceği en güzel şeylerden biridir bence. Geleceğe dair planlarımızın olması şu hayatta başımıza kötü bir iş geldiğinde, sığınacağımız limanlarımız olur. İnsanlar hayalleriyle uyanırlar bir sonraki güne.   Sabahın erken saatlerinde oflaya puflaya uyandığında, seni yeni güne hazır hale getiren hayallerindir. Hayallere sahip olduğun için karşılaştığın ilk zorlukta pes etmez, direnirsin. Hayattan beklentilerin olduğu için kötü olaylara karşı sabredersin.   Eski bir arkadaşım başına gelen kötü bir olaydan bahsetmişti. Ve sonrasında da "Artık hiç hayal kurmuyorum ben" demişti. O zaman bu cümle beni epey üzmüştü ama şimdi anlıyorum tam olarak ne anlatmak istediğini. Şu anda düşünüyorum sabah kalktığımda yapacak hiçbir şeyimin olmaması… Ulaşmak istediğim hedefler uğruna yapacak hiçbir şeyim yoksa, ben de yokum. Var olamam. İnsan yaratılış gayesinden başka ne için yaşar? Sahip olduğu hayalleri için. Sahip olduğu hayaller, ona yaşama umudu f...

Hint Filmleri

  Filmler güzeldir. Bazısı bizi günlerce etkisinde bırakır, bazısı aklımızı başımıza getirir. Ama çoğu zaman gerçek hayatta daha uzun zamanlarda öğrenebileceğimiz derslere bir buçuk saatte ulaşmamızı sağlarlar. Aksiyon ve korku filmlerini oldum olası sevmem. Ben, kendime ders çıkarabileceğim ve hayatıma yön vermeme yardım edebilecek filmleri tercih ederim. Bunu en iyi başaran da sanırım Hint filmleri.     Normal bir film süresinin yaklaşık iki katı uzunlukta olmasını ve içinde bolca şarkı ve klip bulundurmasını bir kenara bırakacak olursak genellikle umut ve sevgi aşılar Hint filmleri. Hayata olumlu bakmak, başarmak için var gücümüzle çabalamak ve asla umudumuzu kaybetmemek gibi olgular sıkça işlenir Hint filmlerinde. ‘’Tüm dünya vazgeç dediğinde, umut fısıldar, bir kez daha dene’’ mesajıdır verilmek istenen çoğu zaman.   Benim Hint filmleriyle tanışmam "3 idiots" ile oldu. Benim için epey öğretici olduğunu ve uzun süre etkisinde kaldığımı söyleyebilirim....

Yoksa İnternet Mi Bizi Kullanıyor?

  İnternet hayatımıza girdi gireli sayısız şey değişti hayatımızda. Pek çoğu da hayatımızı kolay kıldı bizim için. Alışverişimizi internetten yapar olduk, otobüs biletimizi internetten aldık, gideceğimiz okullara internetten kayıt olduk. Kısacası internet hayatımızın her alanına dokunmayı başardı.   İnternet o kadar çok hayatımızın içine girdi ki, kısa süreliğine de olsa internetimiz kesildiğinde yapacak hiçbir şey yapamıyor, öfkeli tavırlarla gelmesini bekliyoruz. Eğer gelme süresi uzarsa vay halimize! Öyle esir almış ki dünyamızı internet, onsuz adım atmak mümkün olmuyor. İnternet yoksa hayat çok boş, sıkıcı ve anlamsız. Her şey internet sayesinde anlam kazanıyor.   Yemek saatlerimize, uyku düzenlerimize ve gün içinde yapacağımız diğer işlere biz değil sayın internet karar veriyor. Kısacası hayatımızı yönetme görevini usul usul bırakıyoruz internete. Yoksa okuldan ya da işten gelir gelmez daha üzerimizi bile değiştirmeden bilgisayarın başına geçmemiz ne...

Hukukçu Olmak

 Bir özlemdir hukuk. Kalın kitaplarına, kanunlarına, yönetmeliklerine duyulan bir özlem. Hepsi adeta nazlı birer sevgili gibidirler. İlk okuyuşunda bir şey anlamazsın belki mevzuattan. Ama özümseyerek birkaç kez okuduğunda ve o karışık cümleleri anlamanın tadına vardığında, bir kez daha âşık olursun hukuka. Âşık olursun bir daha kopmamacasına.   Herkes kahvesinin yanında roman okumak isterken, sen Borçlar Kanunu okumak istersin. Herkesin belki önce başlığını sıkıcı bulup okumayacağı bir anayasa makalesi, senin en keyifli zamanlarını süsler. Seversin, çünkü onu okudukça, özveriyle üzerinde çalıştıkça sana zevk vermeye başlar. Artık ona hâkimsindir. Karmaşık gibi duran makale, senin ısrarlı ve hevesli tavırların sonucu dayanamamış ve kendisini açmıştır sana. Ve sen bilgi birikimine bir yenisini daha eklemiş olmanın mutluluğuyla dolarsın.   Hukukla haşır neşir olmaya başladıktan sonra gazetelere bakış açın değişir. Vakalar sonucu verilen cezalara daha bir dikkatli baka...

Beynimizin Gücü

     İnsan vücudunun en akıllı organıdır beyin. Öyle akıllıdır ki biz farkında olmasak bile vücudumuzu yönetme, düşüncelerimize tesir etme özelliğine sahiptir. Biz aksi yönde inandığımızı sansak da, beynimiz hangi yönde inanıyorsa bizi de o yönde yönlendirir. Yani bilinçaltına işlemiş düşüncelerimizdir aslında hayatımıza şekil veren.      Bunun en basit örneğini plasebo etkisiyle vermek mümkün. Plasebo, aslında tedaviye yarayacak yöntemlerin hiçbirisini kendisinde barındırmayan, ama hastalara tedavi yöntemiymiş gibi sunulan bir yöntemdir. Ve sonucunda da hastalar bunun tedavi yöntemi olduğuna inandıkları için iyileşme göstermişlerdir. Konuyu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Beyninde tümör olan bir hastaya doktorları kurmaca bir ameliyat düzenlerler.  Ona da bu ameliyat sayesinde beynindeki tümörden tamamen kurtulacağını söylerler. Ameliyat günü geldiğinde hasta tıpkı bir ameliyata hazırlanıyormuş gibi hazırlanır ve ameliyata alınır. Do...