Şu olay bir gerçekleşsin artık hep mutlu olacağım dediğim
hiçbir olay sonucunda mutlu olduğuma şahit olmadım. İnsan benliği hep en iyiyi
arar çünkü. Hep daha güzelin, en güzelin peşindedir. Bundan sebep, kendime
hedef diye koyduğum ve aşınca bir şey elde edeceğime inandığım basamaklar bana
yeni sorumluluklardan fazlasını getirmedi .
Yürüyorum. Etrafta koşturan çocuklar. Etrafta koşturan köpekler.
Her yer köpek ve çocuk. Çocuk ve köpek. Havasına bir türlü alışamadığım, teknik
olarak sonbahar olması gereken ama bana kış gibi gelen, buna rağmen sokakta sayısı
azımsanamayacak kadar tişört ve şort giyen insana rast geldiğim bir güzel memleket.
Tak tak tak.
Haftada bir sorunların altında kalıyormuşum gibi
hissediyorum. Bir an geliyor: her şey acayip tıkırında, her şey muhteşem, her
şey mükemmel, öyle bir alıştım ki bundan iyisi şamda kayısı. Bir an geliyor: Allahım
ben şimdi ne yapacağım?
Tak tak tak.
There is no such thing as “alışmak”, bu bir. Ama daha da
önemlisi, ulaştığınız her yeni düzlükte sizi yeni sorunların beklemesi. Yapılacaklar
listesi, birtakım koşuşturmalar, her gün yanına atılan tikler, yeni
yapılacaklar listesi. Böyle bir kısır döngü. Peki ne oluyor bu döngüde? Hayat geçiyor.
Ömür bitiyor.
Tak tak tak.
İnsan bir sorunla karşılaştığında iki seçeneği vardır. İlk seçeneğinde
sorunun bir çözümü varsa, panik yapacak bir durum yoktur. Sorunun bir çözümü
yok ise de zaten panik yapsan da bir şey değişmeyeceği için panik yapmaya gerek
yoktur.
İkinci seçenek evlere şenlik. Sorunun bir çözümü varsa,
çözüme giden yollar, içinde bulunulan halden ötürü öylesine komplike görünür ki
panik kendiliğinden meydana gelir. Sorunun çözümü yok ise de, bir anlığına
dünya durur ve o, dünyanın meselesi haline gelir. İki hafta sona tamamen unutacağınız bir şey olması
çok muhtemelken, düşünmekten sizi “her şey neden böylesine zor ve acımasız ve
anlamsız”a kadar götürebilir. Kötü olan sadece bir an’dır aslında. Ama kötü bir
güne, haftaya ve hayata evrilir.
Tak tak tak.
Ölümden başka hiçbir şeyin, ama hiçbir şeyin aslında o kadar
da önem arz etmediği şu dünyada nelere nelere can skıyoruz böyle. Çünkü bunun
sonu yok. Yaşadığımız sürece bir şeyler ters gidecek. Yaşadığımız sürece yapılacaklar
listesi ve yanlarına atılan tikler olacak. Yaşadığımız sürece her gün yeni bir
zorluk bekleyecek. İnsanın kimsenin böyle bir vaadde bulunmadığını bildiği
halde, yolunda gitmeyen şeylere küfretmesi de ne bileyim.
Tak tak tak.
Herkesin pijamayla gittiği okula topuklu ayakkabıyla gitmek
de çok mantıklıydı zaten.
Comments
Post a Comment