Merhaba sevgili okur. Bu yazımın formu diğerlerinden biraz
farklı olacak. Üzerine herhangi bir araştırma yapmadığımdan dolayı teknik bir
bilgimin olmadığı, fakat son zamanlarda epey ilgilendiğim bir konu üzerine
naçizane fikirlerimi belirteceğim.
Öncelikle sosyal medyanın son bir yıl içinde benim için çok
önemli hale geldiğini söylemeliyim. Önceden
de bir iki sosyal hesabım vardı, ama aktif değildim. Mesela twitterda günde on beş yirmi
tivit atmadıkça, taymlaynı üç dört saatte bir kontrol etmedikçe, anonim diye
nitelendirilen hesaplarla karşılıklı takipleşip tanışmadıkça ve gündeminizi
gerçek hayattaki insanlar kadar twitterdakiler de belirlemediği sürece aktif
bir twitter kullanıcısı olunmuyormuş, bunu öğrendim. Çünkü ortalama bir twitter
kullanıcısı sadece kendi arkadaşlarını takip edip günde en fazla birkaç tivit
atıp bırakırken, bağımlı olanlar orada kendilerine, deyim yerindeyse bir dünya
yaratıyor ve akşam belli bir saatten sonra o dünyada yaşamaya başlıyor.
Bunun birkaç iyi
tarafı olmakla birlikte fazlaca kötü yönü olduğunu da söylemeliyim. En başta
inanılmaz vakit alıyor. Ve çok tweet atmak, çok fazla bilgi paylaşmak anlamına
geldiğinden özel alanınız gitgide daralıyor. Ama tabiki twitter kötü bir
platform diyemem. Çünkü dozunda kullanıldığında gündemi sürekli takip edebilme
imkanı veren ve aynı zamanda da insanı eğlendirip kafa dağıtmasını sağlayan bir
mecra. Kaldı ki, teknolojinin bu denli geliştiği ve her gün yeni bir şeylerin
icat edildiği bir çağda "durun daha fazla gelişmeyin" ya da "ben gelişmiyorum
ya olduğum yerde kalacağım" demek beyhudedir. İnsanın ister istemez çağı yakalaması,
etrafındaki sosyal çevreden tutun da dünya gündemine varıncaya kadar bütün
olaylardan haberdar olması adına böyle sosyal mecralara katılması bir yerde
zorunluluk arz ediyor.
Biraz da instagram neymiş ona bakalım. Haftada bir iki kez
kendi veya arkadaşlarıyla fotoğrafını paylaşan klasik bir instagram kullanıcısı
dışında, yemek yapmaktan tutun da evcil hayvanını paylaşmaya, ev dekorundan kıyafet
kombinlemeye kadar aklınıza gelebilecek her alandan yüzlerce belki de binlerce
instagram sayfası var. Ve işin ilginç tarafı bunlar senin benim gibi insanlar tarafından
kurulmuş hesaplar. Bir annenin güzel bir bebeği oluyor. Pat, hemen bir
instagram hesabı! Ve biz gün be gün o çocuğun ne yediğine, ne giydiğine, ilk
sözcüğünün ne olduğuna; uyurken, oynarken ve ağlarkenki fotoğraf ve videolarına
şahit oluyoruz. Çocuğun annesi bir tane. Ama hayatına müşahit olan binlerce
insan var. Ve bu kitlenin kim olduğu da meçhul. O bebeklerin fotoğraflarına
bakan kitle tamamen iyi niyetlerle ve masumane bakan insanlar olabileceği gibi
çocukların fotoğraflarını başka yerlerde toplayıp kendi kirli emellerine alet
eden pedofilik istismarcılar da olabilir. Bu sebepten özellikle küçük
çocukların sosyal mecralarda bu denli çok fotoğrafının paylaşılmasını ve reklam
edilmesini çok sağlıklı bulmuyorum.
Bir de instagramda bir şeylerin özel olarak reklamının
yapılması olayı var ki evlere şenlik. Ara ara bazı hesapların fotoğraflarına
belli markaları etiketlediğini görüyordum. İnsanlar çocuklarına giydirdikleri
tulumdan tutun da ayaklarındaki ayakkabıya kadar pek çok şeyin markasını resme
etiketliyorlardı. Başlarda böyle şeyleri ne sebeple yaptıkları veya bunu kimin
neden merak edebileceği üzerine kafa yormamıştım. Ama sonra sonra, instagramda
vakit geçirme sürem arttıkça gönderilerin altındaki yorumları da okumaya
başladım. Orada bambaşka bir dünya varmış meğer.
Hesap sahibi bir fotoğraf
paylaşıyor. Altına birkaç cümle yazı yazıyor sonra kenara çekilip gelen like
sayısına bakıyor. Ama alt tarafta çoğu zaman müdahil olmadığı bir kıyamet
kopuyor. İlk yorum, "sen böyle böyle yapıyorsun ama bence yapma." Altına hemen
bir yorum "sen kendi işine bakar mısın lütfen? X in tarzı çok güzel bir kere, beğenmiyorsan
takip etme." Altına başka bir yorum ve
orda tartışma başlıyor. Hakaretler, küfürler havada uçuşuyor. Aslında olay X kişisinin herhangi bir davranışından doğmuştu. Ama sonra o kişi eleştirilere
herhangi bir cevap vermeyince -verme zorunluluğu da yok tabi- onun savunucuları
ve düşmanları arasında amansız bir münakaşa başlıyor. Finaldeyse birbirini hiç
tanımamış ve muhtemelen bir daha da hiçbir yerde karşılaşmayacak olan iki
insanın kendilerinden tamamen bağımsız bir mevzu hakkında birbirlerine küfür
etmesiyle sona eriyor. Böyle böyle kaç tane tartışmaya şahit oldum inanın
bilmiyorum.
Bir de şu olay var: "x abla seni çok seviyorum çok güzelsin,
fondöten olarak ne kullanıyorsun cevaplarsan çok sevinirim", "merhaba x, şunun
çok güzelmiş nerden aldın, bunun çok güzelmiş nerden aldın." Bir de bu sorular
sadece makyaj ya da kıyafet fotoğraflarının altına da gelmiyor. Kullanıcı,
konudan bağımsız, öylesine bir fotoğraf koymuş, onun altına bile geliyor.
İktisatta arz talep ilişkisi diye bir şey var. O insanlar bu kendi meşhur
ettikleri kimselerin yediğine içtiğine giydiğine bu kadar çok ilgi göstermese,
onları kutsallaştırmasa, onlar da bu markaların reklamlarını yapıp para
kazanamazlar. Tabii isteyen istediği işi yapsın, istediği şekilde para kazansın
ona bir diyeceğim yok. Lakin yorumları okudukça insanların nasıl bir şeye bu
kadar çok değer verebilmesine, takıntılı gibi onun kullandığı ruj, onun giydiği
ayakkabı, onun su içtiği kupayı merak etmesine de bir anlam veremiyorum.
Tabi instagramla bu kadar içli dışlı olunca yeni bir kavram karşımıza
çıkıyor: vlog. İtiraf etmek gerekirse bu kelimeyi ilk duyduğumda blog
yazacakken yanlış yazdılar herhalde diye düşündüm. Tabii sonra sonra anladım
meğer bu olay da epey ünlenmiş, hatta bu işin de bir piyasası varmış. Sadece
bunun mesleğini yapıp geçimini sağlayanlar varmış, o derece. Önceleri pasta
yapma, şal bağlama videoları falan izliyordum eğlencesine. Ben bunları
youtubeda birbirinden bağımsız videolar sanıyorum. Meğer insanların kanalları
varmış ve boyuna video çekiyorlarmış. Belli bir ilgi alanı üzerine çekilen
videoları bir derece faydalı bulduğumu söyleyebilirim. Ama "benimle
hazırlanın", "çantamda ne var", "oda turu", "beni tanıyın" tarzı şeylerle
karşılaştığımda ufak çaplı bir şok geçirdim.
"Çantamda ne var" videosunu ilk
gördüğümde karşıma çıkacak şeyin gerçekten bir kadının çantasının içinde neler
olduğu olmasını beklemiyordum mesela. Bir kimse çantasında hangi objelerin
olduğunun videosunu çekiyor ve 500 bin kere görüntüleniyor. Bu nasıl bir şey yahu, aklım
almıyor. Hakikaten işsizlik bu, başka bir açıklaması olamaz. Ve kanallarına o
kadar çok abone var ki. Bildiğin düzenli takipçileri var yani. Yorumlarda
sürekli "şunun videosunu çeksene", "bunun videosunu çeksene" tarzı şeyler var.
İşte gene arz talep. Bizler deli gibi izlemesek onlar da o kadar popülerlik
kazanamaz.
Bunun üzerine düşündüm biraz. Vlog sonuçta son dönemlerde
popüler olan bir şey. Ya da ben keşfedeli bir kaç ay oldu emin değilim. Neden
tanımadığımız, gerçekte hiçbir vasfı olmayan, tek marifeti iyi giyinmek ya da
düzgün makyaj yapmak olan bu kadar çok insan özel hayatını küçük videolar çekmek
suretiyle bizlerle paylaşıyor? Tam da neden sosyal medya kullanıyoruz sorusuyla
aynı cevaba sahip. Bilinme ihtiyacı. Fark edilme ihtiyacı. İstiyoruz ki bu
yaşadığımız hayat sadece bizi ve etrafımızdaki birkaç kişiyi ilgilendirmesin,
buna yüzlerce kişi daha şahit olsun. İstiyoruz ki insanlar önce moda hakkında
anlattıklarımıza ilgi göstersinler, kıyafetlerimizi beğensinler, onları
anlatalım. Sonra bizi merak etsinler, onu da anlatalım. Sonra evimizi merak
etsinler, kısa bir oda turu yapalım. Böyle böyle herhangi bir alanda eğitimli ya da uzman olmayan, sanatçı vasfında olmayan, fakat artık neredeyse sanatçılar kadar ünlü olan bir güruh yetişiyor. Büyüyor ve gelişiyor. Artık her sevimli çocuğu olan anne bir instagram hesabı açıyor ya da biraz kendine güvenen ve bir şeyler anlatma heveslisi olan herkes hemen bir youtube kanalı açıp kendini tanıtarak işe başlıyor ve bilinmez görülmez varlığına bir görünürlük kazandırıyor. Sonra da bu müşahit kılınan kitle, binleri, milyonları bulunca işin maddi boyutu devreye giriyor ve galiba yeni bir istihdam alanı yaratılmış oluyor.
Sosyal medyanın çok güçlü bir silah olduğunu düşünüyorum.
Çünkü istendiği takdirde müthiş bir kamuoyu oluşturulup pek çok aktivite
yapılabiliyor. Pek çok kişiye sesinizi oradan duyurabiliyorsunuz. Amacına uygun
kullanılırsa efsane bir şey yani.
Bana gelecek olursak, sosyal medyayı oldukça aktif kullanan
birisiydim. Yalnız şu sıralar biraz kendimi dinlemek bahanesiyle bazı mecralara
ara verdim. Ama normalde severek kullanırım. Sadece, dün gece uyku tutmadı;
youtube da gezinirken video videoyu açtı ve sonunda saçma sapan vloggerlara
denk geldim. Ben de bunun üzerine aklıma üşüşen birkaç paragrafı paylaşmak
istedim. Tabiki herkes istediği platformu istediği şekilde kullanmakta serbest.
Ama bu kadar anlamsız videolara bu denli çok rağbet ediyor oluşumuz biraz üzdü
hepsi bu. Yoksa ünlü bir vloggerın da dediği gibi "beğenmeyen izlemesin
kardeşim."
Comments
Post a Comment