Skip to main content

Les Choristes


  Les choristes, diğer bir adıyla Koro, 2004 yılı Fransız yapımı bir filmdir. Kötü yönetilen bir okulda yatılı kalan öğrenciler ve onların öğrenci mümessili Clement Mathieu’nin oluşturduğu bir koroyu konu alır. Müzikle ilgisi olan-olmayan herkese 130 dakikalık bir keyif yaşatacak türden bir eserdir.







  Ünlü bir film olup olmadığını veya ödül alıp almadığını bilmiyorum. Açıkçası hiç araştırmadım. Çok da mühim değil bence. Ama beni çok etkileyen bir film olduğu kesin. Bugün beşinci kez izledim. Asla bıkmam dediğim filmlerin başında yer alıyor. Her izleyişimde beni geçmişe götürüyor. Eski zamanları hatırlayıp duygulandığım sahneler oluyor.
 Eski zamanlar derken, ortaokuldayken okulun korosunda olduğum günleri kastediyorum. Belki 3 yıl gibi kısa bir zaman dilimiydi müzikle olan uğraşım, ama çok güzel zamanlar olduğunu söyleyebilirim.




  Herhangi bir müzik eğitimi almamış olmama ve bir müzik aleti çalamıyor olmama rağmen, müzik benim için  her zaman çok özel bir yere sahiptir. Nerede bir koro görsem, duygulanmam bundan ileri geliyor.
 İnsan sesi eğitilebilir bir şeydir. Yani notalarına uygun şarkı söylemek aslında doğru bir eğitimle mümkündür. Özellikle de müzik kulağı olanlar için bu oldukça kolaydır. Müzik kulağı en basit anlatımıyla, çalan bir şarkıyı notalarına uygun söyleyebilme veya bir müzik aletinde çalabilme yeteneği demektir. Hani bazı insanlar şarkı söyler de çok hoşumuza gider. Sadece sesi güzel olduğu için değil notalarına uygun söylediği için böyle düşünürüz. İşte onların müzik kulağı vardır. Bende de mevcut bulunan ve henüz pek bir işime yaramamış olan bu şey, üzerine gidildiğinde ve doğru eğitimle harika bir sese dönüşmektedir.

  Tabii ki bu saatten sonra müzik eğitimi benim için geç kalınmış bir hayal olarak kalacak. Ama tabi bu kendi halimde şarkı söyleyip hoşça vakit geçirmeme engel değil. Ama bildiğim bir şey var. İnsanın içinde ukde kalanlar, hiçbir yere gitmiyor. Aradan ne kadar yıl geçerse ve ne kadar farklı alanlara yönlenirse de o, ilk günkü gibi yerinde duruyor ve hatırlandıkça sizi hüzünle karışık tebessüm ettiriyor.

  Filme geri dönecek olursak, içinde pek çok güzel şarkı bulunduran ve başrol oyuncusu Jean Baptiste Maunier’in enfes sololarıyla ayrı bir renklenen harika bir eser.
 Hayat, hayalleri ertelemek için oldukça kısa ve imkân varken, her hayalini gerçekleştirmeye çalışmalı insan. 

Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...

I TOLD MY STORY!

If you ask me what’s the coolest thing I’ve ever done in my life, I’d say, “Which one? I’ve done so many cool things!” But if you said, “Come on, be serious now,” I’d tell you: the day I told my story. That was the day I felt the bravest, coolest, and most inspired. It all started when one of my close friends invited me to the  TOUCH Network storytelling event. I was like, “Cool, let’s go.” I didn’t have any expectations, good or bad, except that I knew we’d see some farm animals since the event was taking place on a farm. So we went. It was a storytelling event, as advertised, but not just random storytelling. Four people talked about struggles they had overcome in life, how they did it, and what we could take from it. It was basically like TED Talks, but with fewer spotlights and more human touch. If you know me, you know I’m all about human connection, deep conversations, and touchy subjects. So I was so happy when I realized what was going on. I had the most beautiful tw...