Hiç kimse göründüğü gibi değildir. Aslında hepimiz bir nevi hayatın bizi takmaya mecbur bıraktığı maskeleri takıyoruz. Dışarıdan göründüğümüz biz ile aslolan biz arasında ne de büyük farklar var. Hatta belki de uçurum denebilir buna.
Kimse mükemmel değildir, evet. Kimse kusursuz
da değildir. Hatta bunun da ötesinde, aslında kimse dışarıdan göründüğü kadar
iyi ve mutlu da değil! Herkes öyle dertler taşıyor ki yüreğinde; kimsenin
bilmediği, kimsenin görmediği. Kazara duyuverince bu dertleri,
şaşakalıyorsunuz. Bir yandan karşınızdakine üzülürken, bir yandan da içinizden ‘’çok
şükür’’ demekten kendinizi alamıyorsunuz. Hayat bazılarımız için ne kadar da
zor böyle!
Evet, herkesin sınavı farklı ve kendine göre belki de. Ama yine de, herkesin aslında şükredebileceği pek çok yönü olan harika bir hayatı var. Hayat öylesine kör etmiş ki gözümüzü, bunu çoğu zaman göremiyoruz bile. Hayatın koşuşturmacasına kaptırmışız kendimizi ve ‘ne oluyor böyle’ diye etrafa bakmaya vakit ayıramıyoruz bile. İnsan ancak kendi yaşadığı koşullardan daha güç koşullarda yaşayan veya daha ağır imtihanlara maruz kalan insanları görünce kendi hayatının kıymetini anlayabiliyor. Ama böyle olmamalı! İnsan her nasıl bir hayat sürüyor olursa olsun, hayatını kendisine bahşedilmiş bir hediye bilmeli ve ona göre yaşamalı.
Evet, bazılarımız için belki hayat daha zor ama ne olursa olsun, ne kadar zor bir hayat sürülürse sürülsün; kendi hayat standartlarımızdan bir basamak daha aşağıda olan bir hayat her zaman vardır. Mühim olan belki de, bu zor hayatlarda kendini kaybetmeden, insan gibi yaşayabilmektir.
" İncecik bir
umuttur hayat, ip gibi. Zifiri karanlıkta, üstünde bir kâinat taşıyan." M.Ulusoy
Comments
Post a Comment