Skip to main content

Başarıya Haset Etmek


  Siz başarı merdivenlerini bir bir tırmandıkça sizi kıskanan, çekemeyen ve sizinle arasına mesafe koyan insanlar mutlaka olacaktır. Bundan daha doğal bir şey yoktur. İnsan her zaman kendisinde olmayanı ister ve buna sahip olanları gördükçe de içinde ona sahip olma arzusu doğar. Bunu başaramayınca da içten içe o kişiye haset eder, hatta belki yolunu bile değiştirebilir onu görünce.

  İmrenmek başkadır, kıskanmak başka. Bir arkadaşımızın başarısına imrenebiliriz. Bu da doğaldır. Ama eğer imrenmenin sonucu "niye ben değil de o?" na gidiyorsa bu imrenmekten çıkmış, kıskanmaya doğru yol almış demektir.
  Arkadaşlar birbirinin başarısına üzülmezler, kıskanmazlar. Aksine sevinilecek bir durumdur bu. Arkadaşının başarısına kendi başarısıymış gibi sevinen insan, iyi arkadaştır. Çünkü arkadaş olmak bunu gerektirir; başarıyı paylaşmayı.

  Ne var ki, bu son dediğim, günümüzde artık pek zorlaşmıştır. İnsanlar arkadaşlarının başarısına üzülürler, evet. Ama onların başarılarına, başarısızlıklarından daha çok üzülür hale gelmişlerdir. Bu yüzden başarılı insanlar her zaman yalnız olmaya mahkûmdur. Eğer şanslılarsa, kendilerini her koşulda seven, bir işi başardığında onun adına sevinen birkaç arkadaşa sahiptirler. Ama değillerse, ne yazık ki, olumlu bir netice elde ettiklerinde, sevinen gözlerden çok, hasetle bakan gözler göreceklerdir.
  Peki bu durum yıldırmalı mıdır o insanı? Asla! Belki yalnızlaşacaktır başardıkça. Ama bu, hayatın her anında devam edecek bir durumdur. İlkokul birinci sınıfta yapılan okuma yarışmalarından tutun da, iş hayatında kabul edilen bir projenize kadar; hayatın her kademesinde siz yükseldikçe, bir şeyler başarıp çoğunluktan sıyrıldıkça, öne çıkmaya başladıkça, çekemeyenler olacaktır sizi. Ama her şeye rağmen, başkaları hakkımda kötü düşünecek düşüncesiyle, çalışmaktan ve başarılı olmaktan vazgeçmemeli insan. Ve daima önüne bakmalı. Çünkü arkasına bakarsa şayet, ilerleyemez.

Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...

I TOLD MY STORY!

If you ask me what’s the coolest thing I’ve ever done in my life, I’d say, “Which one? I’ve done so many cool things!” But if you said, “Come on, be serious now,” I’d tell you: the day I told my story. That was the day I felt the bravest, coolest, and most inspired. It all started when one of my close friends invited me to the  TOUCH Network storytelling event. I was like, “Cool, let’s go.” I didn’t have any expectations, good or bad, except that I knew we’d see some farm animals since the event was taking place on a farm. So we went. It was a storytelling event, as advertised, but not just random storytelling. Four people talked about struggles they had overcome in life, how they did it, and what we could take from it. It was basically like TED Talks, but with fewer spotlights and more human touch. If you know me, you know I’m all about human connection, deep conversations, and touchy subjects. So I was so happy when I realized what was going on. I had the most beautiful tw...