Skip to main content

Umut


  Hayat bu kadar çok fırsatlar sunarken sana; yardım etmesi için bu denli çok insan çıkarırken karşına, nasıl da onları görmezden gelip ümitsizliğe kapılabilirsin? Zorluklar bir tek sana değil, bunu anla.

  İyi bir yaşam, senden öncekilere altın bir tepside sunulmadığı gibi sana ve senden sonrakilere de sunulmayacak. Herkes şöyle ya da böyle hayatın kıyısından köşesinden tutunmaya çalışıyor- kendi çabasıyla. Evet, tamamen kendi çabasıyla. Önüne fırsatlar çıkarıyor, o olmazsa aklına fikirler getirip fırsatlar yaratmasını sağlıyor Mutlak Varlık. Bu kocaman gücün desteğini görmezden gelebilmek için herhalde umutsuzluk çukurunun dibine kadar batmış olmak lazım. Evrenin sana yardım konusunda fısıltısı öyle kuvvetli ki, duymamak için, önce duymayı istemiyor olmak gerek.

 Senin için umutsuzluğa kapılmak ne kadar da kolay! Kısıtlı imkanlara rağmen hayata tutunmayı bırakmayanlara mukabil, karşılaştığın ilk güçlükte kendini koyuvermeye ne de meyillisin böyle! ''Aldığın nefesin bir umut olduğunun idrakinde değilsen, umut hiçbir yerde'' diyordu Mustafa Ulusoy bir yazısında. Bakmasını bilen için hayattaki her şey bir umut vesilesi olarak sunulmuş insanoğluna. Umutsuzluğa kapılmaya yol açacak sebeplerin aksine umuda sarılmak için o kadar çok sebep var ki önümüzde. Ancak geleceğini yok sayan bir insan tepebilir bu fırsatları- önüne çıkan umut fırsatlarını.

  Evet, hepsi birer fırsat aslında, kullanmamız için verilmiş. Lakin hayatı kendisine zindan etmeye karar vermiş bir insanın, burnunun ucundaki kendisine uzanan yardım elini göremeyeceği gibi; hayatta umutsuzluğu çekip çıkarmayı kendisine görev edinmiş bir insan için de umudu yakalaması imkansızdır.

  Bundan yıllar sonra, artık hayatın gerçek anlamda sorumluluğunu hissedeceğimiz yıllarda kimse bize üstün niteliklerde  ve hayatla baş edebilmeyi öğrenmiş insan karakteri aşılamayacak. Evet, belki derinlerde bir yerde bunun olmasını çok arzu ediyoruz belki ama, olmayacak öyle bir şey.

  Ne yapmak istiyorsak, kim olmak istiyorsak, bunu uğraşıp çabalayarak kendimiz başarmalıyız. Hayat dümdüz bir yol değil. İnişli-çıkışlı yokuşları olan, engebeli, tümsekli ve üstünden atlamamız gereken daha nice engellerle dolu bir yol.

  Yaşamak zor. İnsan gibi yaşamak, ondan daha da zor. Ama hayatın her karesinde umudun saklı olduğunu bilen insan için, baş etmek hiç de zor değil. Umut, bakmasını bilen için, bakıp da görebilen için, hayatın her köşesine saklanmış, bize gülümsüyor.

Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Ph(inishe)D

  Today marks an important milestone in my life. I just submitted my PhD thesis, and it felt extremely awkward. After I pulled myself together, I visited this bench above, my sad place in Southampton. I have come here so many times. When I get upset, frustrated, or disappointed, I come here to cry, to think, to talk to myself out loud. And today, the reason I came here after my thesis submission was to let go of the things that made me miserable for the last four years. Over the past years, I got upset over so many different things. I got upset over my PhD thesis, over and over again. I got upset over presentations, progression review deadlines, writing, not writing, not being able to read, not being able to understand what I read due to language barriers... I got upset over the wrong people, and then over people who were even more wrong. Countless things. This bench has witnessed my sorrow and stayed still for me while I burst into tears each and every time. And now, since I...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...