Skip to main content

2020'ye Genel Bakış

3 dk okuma süresi

Geçen sene yeni yıla kardeşimle birlikte, hastanede hastalara ve nöbetçi sağlık çalışanlarına çikolata dağıtarak girmiştik. Aslında yıl, pandemi öncesinde de bizim için hüzünlü başlamıştı. 2020 pek çoğumuzun, tekrar hatırlamamak üzere hayatından çıkarmak istediği bir yıl oldu. Dünya çapında ve kişisel yaşantılarımızda sayısız acıya şahitlik ettik, çok fazla insanı kaybettik ve evlerimize kapandık. Kendi açımdan baktığımda ise kayıpların yanında kazanımlarımın da olduğunu gördüğüm bir yıl oldu. Bu yazıyı ilerde dönüp geçmişe baktığımda bu yılda yaptıklarımı hatırlayabilmek adına yazıyorum.

Bu senenin en büyük kazanımı benim için şüphesiz, covide yakalanmadan ve akıl sağlığımı da elimden geldiğince koruyarak geçirmek oldu.

Bu yıl olan diğer güzel şeyler: dünyalar tatlısı iki yeğenimin gün be gün gelişimine şahitlik ettim, pandemi öncesi birkaç şehir gezdim, Kapadokya'da enfes zaman geçirdim ve bunca sene gitmediğime pişman oldum, onlarca dizi ve film izledim, izlediğim en güzel diziler: Dark, Avatar,  Dogs of Berlin, Queen’s Gambit, Friends, Gilmore Girls, Modern Family; izlediğim en güzel filmler: Lord of the Rings, Captain Philips, Hijacking, Into the Wild, Maudie, Pirates of Caribbean, Alice in Wonderland oldu.

Kodlamaya merak sardım ve Python'u giriş seviyesinde öğrendim, Almanca öğrenmeye başladım, yine bir sürü kahve içtim ama bu kez Caribou yerine Coffee Lab’in masalarını aşındırdım, doğayı her zaman severdim ama bu yıl daha çok doğa yürüyüşü yaptım, karantina hobilerinden suluboyaya başladım ve çok da sevdim, ekmek yapma furyasını muzlu ekmekle ucundan yakaladım, görece az kitap okudum ve insanların yıl boyunca okudukları kitaplardan yıl sonunda yaptıkları ağaçları imrenerek izledim, bilgisayar başında çok zaman geçirdim, on blog yazısı yazdım, sayısız makale okudum, onlarca online konferansa katıldım, katıldığım her online konferansta yüz yüze olanları özledim, arkadaşlarımla yüzlerce video görüşme yaptım, Swansea'yi ve oradaki anılarımı çokça özledim, yeminli tercüman oldum ve bir süre tercüman olarak çalıştım, evde oturmaktan bunalıp sürekli uzak diyarlara uçak bileti baktım, babaannemi kaybettim ve bununla ailemden uzakta yüzleştim.

Günlerce - haftalarca - aylarca doktora başvuruları ve mülakatı için hazırlık yaptım, sonra sekiz ay boyunca her gün maillerimi kontrol ederek sabrımın sınırlarını zorladım, doktora ile ilgili kafamda çok fazla senaryo kurdum ve plan yaptım, sonunda hayalini kurduğum üniversiteden kabul aldım, ama başlayınca realitenin aslında çok farklı olduğunu gördüm, İngiltere’ye tekrar taşınıp zor da olsa kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalıştım, gerek online gerekse yüz yüze pek çok yeni insan tanıdım. Her şeyden öte, bu buhranlarla dolu senede dostlarımın ve ailemin varlığını hep yanımda hissettim.      

2021 hedefleri yapıp yapmamak arasında çok gidip geldim. Böyle şeyler beni yeni yıl adına çok motive etse de genelde tamamlanamamış görevler olarak bir sonraki yıla aktarılıyor. Zaten yıl içinde çoğu şey de planlandığı gibi gitmiyor, bkz. covid-19 pandemisi. O yüzden 2021 için ruh ve beden sağlığımı korumayı ana hedef olarak belirleyip, buna ek olarak gelen her şeyi kazanım olarak değerlendirmeyi planlıyorum.

Herkese iyi yıllar dilerim.



Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...

I TOLD MY STORY!

If you ask me what’s the coolest thing I’ve ever done in my life, I’d say, “Which one? I’ve done so many cool things!” But if you said, “Come on, be serious now,” I’d tell you: the day I told my story. That was the day I felt the bravest, coolest, and most inspired. It all started when one of my close friends invited me to the  TOUCH Network storytelling event. I was like, “Cool, let’s go.” I didn’t have any expectations, good or bad, except that I knew we’d see some farm animals since the event was taking place on a farm. So we went. It was a storytelling event, as advertised, but not just random storytelling. Four people talked about struggles they had overcome in life, how they did it, and what we could take from it. It was basically like TED Talks, but with fewer spotlights and more human touch. If you know me, you know I’m all about human connection, deep conversations, and touchy subjects. So I was so happy when I realized what was going on. I had the most beautiful tw...