Şu olay bir gerçekleşsin artık hep mutlu olacağım dediğim hiçbir olay sonucunda mutlu olduğuma şahit olmadım. İnsan benliği hep en iyiyi arar çünkü. Hep daha güzelin, en güzelin peşindedir. Bundan sebep, kendime hedef diye koyduğum ve aşınca bir şey elde edeceğime inandığım basamaklar bana yeni sorumluluklardan fazlasını getirmedi . Yürüyorum. Etrafta koşturan çocuklar. Etrafta koşturan köpekler. Her yer köpek ve çocuk. Çocuk ve köpek. Havasına bir türlü alışamadığım, teknik olarak sonbahar olması gereken ama bana kış gibi gelen, buna rağmen sokakta sayısı azımsanamayacak kadar tişört ve şort giyen insana rast geldiğim bir güzel memleket. Tak tak tak. Haftada bir sorunların altında kalıyormuşum gibi hissediyorum. Bir an geliyor: her şey acayip tıkırında, her şey muhteşem, her şey mükemmel, öyle bir alıştım ki bundan iyisi şamda kayısı. Bir an geliyor: Allahım ben şimdi ne yapacağım? Tak tak tak. There is no such thing as “alışmak”, bu bir. Ama daha da önemli...
Everything starts with a dream.