Skip to main content

Posts

Showing posts from October, 2018

Havadan Sudan

Şu olay bir gerçekleşsin artık hep mutlu olacağım dediğim hiçbir olay sonucunda mutlu olduğuma şahit olmadım. İnsan benliği hep en iyiyi arar çünkü. Hep daha güzelin, en güzelin peşindedir. Bundan sebep, kendime hedef diye koyduğum ve aşınca bir şey elde edeceğime inandığım basamaklar bana yeni sorumluluklardan fazlasını getirmedi . Yürüyorum. Etrafta koşturan çocuklar. Etrafta koşturan köpekler. Her yer köpek ve çocuk. Çocuk ve köpek. Havasına bir türlü alışamadığım, teknik olarak sonbahar olması gereken ama bana kış gibi gelen, buna rağmen sokakta sayısı azımsanamayacak kadar tişört ve şort giyen insana rast geldiğim bir güzel memleket. Tak tak tak. Haftada bir sorunların altında kalıyormuşum gibi hissediyorum. Bir an geliyor: her şey acayip tıkırında, her şey muhteşem, her şey mükemmel, öyle bir alıştım ki bundan iyisi şamda kayısı. Bir an geliyor: Allahım ben şimdi ne yapacağım? Tak tak tak. There is no such thing as “alışmak”, bu bir. Ama daha da önemli...

Yeniden

"Kendini tepeden aşağı bırak, kanatların sen düşerken çıkacak" derken bunu kastettiğimi ben bile bilmiyordum. Ama şu an galiba 13 gündür, yıllardır hayalini kurduğum şeyi yaşıyorum. Hola. Hala Türkiye'yle görüntülü konuşurken, kendi kendime Türkçe şarkılar dinlerken ya da buradaki Türk arkadaşlarla sohbet ederken kendimi Türkiye'de sandığım oluyor. Hala karşıdan karşıya geçerken sağımı kontrol edip yola atlayınca soldan gelen arabalarla irkiliyorum. Hala derslerin İngilizce anlatılması garip geliyor. Ama şaka maka her sabah gözlerimi evime 3798 kilometre uzakta açıyorum ve bu gerçek değişmiyor. Alışmak, hele bu kadar kısa sürede, mümkün değil. Ama uyum sağlamaya çalışıyorum. Buraya gelmeden önce mümkün olduğunca İngiliz mutfağını ve yemeklerini öğrenmeye ve yemeye çalışacağım, demiştim. Ama bizdeki beyaz peynirin yokluğuna yalnızca bir hafta dayanabildim. İlk kez Türk kahvesi pişirdiğimde neredeyse ağlayacaktım. Ancak bu kadar duygusal olmama ve ilk günler ...