Skip to main content

Kriko




Bir adam, gece yarısı şehrin dışında otomobili ile giderken birden otomobilin lastiği patladı. Adam, otomobili güç bela kontrol altına alıp durdurdu. Bagajı açıp baktığında lastiği değiştirmek için krikosu yoktu.
Kendi kendine “Birinden isterim” diye düşündü.
Uzakta bir ışık gördü. “Şansım varmış ki çiftçi uyumamış. Kapıyı vurur başıma geleni anlatırım. ‘Bana ödünç bir kriko verebilir misiniz?’ diye sorarım. O da ‘Hay hay arkadaş, al işini gör fakat işin bitince geri getir’ der” diye düşündü.
Adam, çiftçinin evine doğru yürümeye başlamıştı ki evin ışıkları söndü. Bu işe canı sıkılan adam kendi kendine söylendi: “Şimdi adam yattı, rahatsız ettiğim için kızacak ve belki alet için para isteyecek. Ben de ‘Bu komşuluğa yakışmaz ama size 1 dolar veririm’ diyeceğim. O ‘Hem gece yarısı beni rahatsız edecek, hem de 1 dolar vereceksin ha? Ya 5 dolar verirsin ya da gider başka yerde ararsın’ diyecek.”
Adam kendi kendine iyiden iyiye kızmıştı. Bahçe kapısına geldiğinde söylenmeye devam ediyordu:
“5 dolar ha? Sana 1 dolar vereceğim, daha fazla vermem. Şu aksilik olmasaydı kriko gerekmeyecekti. Zararı yok, şimdi istediğin parayı vereceğim. Ama bunun düpedüz bir dolandırıcılık olduğunu unutma!”
Bu düşüncelerle evin kapısına varmıştı. Kapıyı hızlı hızlı vurdu. Çiftçi kapının üzerindeki pencereden başını uzatarak aşağı seslendi:
“Kim o? Ne istiyorsun?”
Adam durdu ve kapıya bir yumruk daha indirdikten sonra bağırdı:
“Senin de, krikonun da canı cehenneme! Malın sende kalsın!” *

Merhaba, 

Size dünyanın en bilindik hikayelerinden birini yazdım. Peki bu hikayenin bu blogda ne işi var? Son zamanlarda ne zaman bir şeye niyet etsem, hemen o işe giriştikten sonra neler olabileceğini kafamda kurmaya başlıyorum. Buraya dikkat! İşe giriştikten sonra değil, niyet ettikten sonra kurmaya başlıyorum. Hem de hemen sonrasını da değil, beş yıl sonrasını! Ben kabul edilirim, sonra şöyle şöyle olur, sonra ben böyle davranırsam onlar bana şöyle bir tepki verirler ve bu işi yapmam zorlaşabilir, iyisi mi hiç bulaşmayayım. 

Bunun gibi o kadar çok senaryo üretiyorum ki, bilseniz aklınız durur. Keşke hayal ettiklerimizi direkt filme dönüştüren bir mekanizma olsaydı... O zaman ne kadar ütopik kurgular ürettiğimin ben de farkına varabilirdim. 

Ben planlı bir insanım sevgili okur. Hem de sadece ertesi günü ya da bir haftası planlı olanlardan değil; hayatında 'alternatifli olarak' beş yıllık kalkınma planı olanlardan.. Zaten sorun da buradan patlak veriyor. Hiçbir zaman düşündüğüm ile olagelen birbirini tutmuyor ve ben bu arada o kadar çok senaryo üretmiş oluyorum ki, o şeyler gerçekleşmemiş bile olsa, bütün enerjim, sanki gerçekleşmişcesine bitiveriyor. 

Mesela "kervan yolda düzülür" gibi sözler oldukça uzak bana. Ben o kervanı önce ölçer- tartar, planlar, bütün olumlu ve olumsuz yönlerini masaya yatırır ve günlerce üzerinde düşünürüm. Ne demek kervan yolda düzülür ne demek! 'Nasıl erken yaşlandım' adlı kitabım dost, d&r ve tüm seçkin kitapçılarda... 

Şaka bir yana, arabamızın tekeri patladığında düşünmemiz gereken tek şey bize kriko verecek bir kişi bulmaktır. Eğer biz yol boyunca kafamızda o kriko sahibi adamla kavga edersek, adam bende kriko yok dediğinde hem bütün enerjimizi buna yormuş, hem de hiçbir şey elde edememiş oluruz. Zaten çoğu zaman adamda kriko da yoktur. Ya da aslında adam bizden parasını istemeyecektir. Ya da kriko istediğimize hiç sinirlenmeyecektir bile. Ama işte insanoğlu, hayatının kumandası kendi elindeymişçesine, bütün olasılıkları hesaplamak zorundadır. 

Bazen neden bu kadar çok yorulduğumu düşünüyorum. Neden ya diyorum, mevcut koşullarda bu denli yorulmamam lazım. Ama olasılıklarla öyle meşgul ki aklım, gerçekleşme ihtimali çok düşük olan ve hatta çoğu zaman gerçekleşmeyen şeyler için düşünmek, bedenimi ve zihnimi yoruyor. İnsan her an ölecekmiş gibi yaşamıyor sevgili okur. Hatta ve hatta, insan ölümlüymüş gibi de yaşamıyor. İnsan sanıyor ki giriştiği işlerdeki bütün ihtimalleri ayrı ayrı değerlendirirse, kadere aksilik çıkarma fırsatı vermez. But guess what? Çoğu zaman aksilik çıkıyor. Ama onları aksilik olarak değerlendirmek de doğru değil. Onlar esasen hayatın bize sunduğu başka yollar. Böyle bakabilsek keşke... 

Kendime kriko hikayesindeki adam gibi olmayacağıma dair verdiğim sözü, masamdaki kahve bitmeden unutup gideceğim, biliyorum. Ama yine de ilerde buraya bakıp kendime gülebileyim diye kayıtlara geçirmek istedim. 

Esen kalın.    


* https://tr-tr.facebook.com/okunmayadegerhikayeler/posts/652898428057009

Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...

I TOLD MY STORY!

If you ask me what’s the coolest thing I’ve ever done in my life, I’d say, “Which one? I’ve done so many cool things!” But if you said, “Come on, be serious now,” I’d tell you: the day I told my story. That was the day I felt the bravest, coolest, and most inspired. It all started when one of my close friends invited me to the  TOUCH Network storytelling event. I was like, “Cool, let’s go.” I didn’t have any expectations, good or bad, except that I knew we’d see some farm animals since the event was taking place on a farm. So we went. It was a storytelling event, as advertised, but not just random storytelling. Four people talked about struggles they had overcome in life, how they did it, and what we could take from it. It was basically like TED Talks, but with fewer spotlights and more human touch. If you know me, you know I’m all about human connection, deep conversations, and touchy subjects. So I was so happy when I realized what was going on. I had the most beautiful tw...