Skip to main content

Azıcık Aşım Ağrısız(!) Başım



Para her şey midir? Para her şey değildir belki ama bir çok şeydir. Evet sevgili okur, finallerden ötürü verdiğim iki aylık aradan sonra tekrar buraya yazabilmenin mutluluğu içindeyim. Bugün her zamanki yazdığım konseptin dışına çıkacağım ve insan neden zengin olmalıdır temalı bir yazı yazacağım.

Mezuniyet arefesinde bir süredir aklımı kurcalayan bir soru vardı; nasıl bir hayat istiyorum? Daha sessiz sakin ama küçük çaplı kazançlarımın olacağı bir hayat mı yoksa üzerine çokça emek sarf edeceğim fakat bunun karşılığında da iyi bir yerlere gelebileceğim daha hareketli bir hayat mı? Bu soru aklımın bir köşesinde dururken finaller geldi geçti ve şu anda mezun olmuş gibiyim. Bugün bir arkadaşla hayat üzerine bir takım konuşmalar gerçekleştirdiğimiz bir sırada aslında bu soruya da kendi içimde bir cevap bulduğumu fakat dışa vurmadığımı farkettim. Peki o cevap nedir, sizlerle paylaşmak için geldim.

Hayatın beni gerçekten yorduğunu hissettiğim zamanlarda “zaten yaşayacağım topu topu kaç yıl ki, azıcık aşım ağrısız başım tadında bir hayatım olsun” diye düşünürüm. Ama son zamanlarda özellikle iş hayatına bu denli yaklaşmışken insanları gözlemlemelerimin sonucu paranın insan hayatında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu fark ettim. Bunu zaten bilmiyor muydum, elbette ki biliyordum. Fakat önemini iyice idrak ettim diyelim. Paranız olmazsa yaz gününde bir şişe su bile alamazsınız. Çok az insan istisna kimse size babasının hayrına maddi yardımda bulunmaz. Bundan mülhem insanın öyle ya da böyle bir şekilde para kazanması lazım gelmektedir.Peki ne kadar para ve nasıl bir hayat?

 Bugün itibariyle aklıma beynime zihnime yerleşen bir düşünce var ki o da “insan zengin olmalıdır ” sevgili okur. İmkanı olan, kabiliyeti, şartları buna elveren herkes gücünün yettiği ölçüsünde zengin olmalıdır çünkü ancak zenginseniz bir şeylerin ucundan tutabilirsiniz. Misal sadece kendinize yetecek kadar ve kıt kanaat geçindiğiniz bir maaşınız varsa etrafınızda maddi imkansızlıktan dolayı okuyamayan çocuklar gördüğünüzde elinizden gelen tek şey onlar adına üzülmek olur.

 Fakat daha yüksek standartlarda bir hayatınız olursa o çocuklar için hiç düşünmeden binlerce milyon lira harcayıp topluma eğitimli bireyler kazandırabilirsiniz. Azıcık aşım ağrısız başım sözüne katılmıyorum. Eğer ben ailemin bana sunduğu imkanlar çerçevesinde okumuş ve kendime bir hayat kurmuşsam, o imkanları olmadığından o hayatları elde edemeyenler için başımın ağrıması gerekir. Ağrımıyorsa sıkıntı var demektir.

Herkes  hayata eşit imkanlara sahip olarak gelmez, evet. Fakat insana imkanları olabildiğince eşitlemek için de fırsatlar sunulmuştur. Bu sebepten ötürü yeterli donanıma sahip ve bu hayatı yaşayabileceğine ihtimal veren her bir bireyin elindeki imkanların en iyisini kullanarak çıkabileceği en zirveye çıkması ve geride kalanların elinden tutması gerektiği kanaatindeyim.

Bu şuna benziyor. Kitaplarla dolu bir kütüphanedesiniz. Onları okuyup önce kendinize sonra içinizde bulunduğunuz topluma ve daha geniş çerçevede düşünürsek tüm insanlığa faydalı olabilecek kudrete sahipsiniz fakat siz kitapları okumak yerine tavandaki noktaları sayıyorsunuz. Tabiki bu bir tercih meselesi olarak değerlendirilebilir fakat şahsi kanaatimce o kişinin üzerinde bütün insanlığın hakkı vardır. Kişi önce kendi gelişsin ki sonra toplumu geliştirsin. Önce kendi refaha kavuşsun ki sonra başkalarını kavuşturabilsin.

Para her şey değildir dedim başta. Hala aynısını savunuyorum fakat bu dünyada bir fark yaratmak da maddi olanaklardan geçiyor maalesef. Bazen bir şeyleri çok istiyorsunuz, çok çabalıyorsunuz, acayip özverilisiniz fakat paranız olmadığı için gerçekleşemiyor değil mi? İşte zengin olmak burada devreye giriyor. Böyle yarı yolda kalmış, tıkanmş kimselerin emellerine ulaşmalarına vesile olabilmek insanın elinde.

Ben şu düşüncedeyim. Nasıl ki öğrendiğimiz her bir bilgide tüm insanlığın hakkı varsa kazandığımız parada da vardır. Bilgi de para da paylaşılmalıdır ki çoğalsın, gelecek kuşaklara daha iyi imkanlar sağlanabilsin. İnsan imkanlar elveriyorsa zengin olmalıdır. İnsan imkanlar elveriyorsa bilgili olmalıdır.  Çünkü günümüzde bilgi de para da güç demektir ve ancak güçlüyseniz bir şeyleri değiştirebilirsiniz.





Comments

Popular posts from this blog

YLSY Sürecim

Üniversite üçüncü sınıf. Aziz hoca bir dersimizde “Türkiye'de akademisyen olabilmenin yolları”nı anlatıyor. O zaman bunun için 3 yol var: ÖYP, cari alımlar ve MEB bursu. O gün MEB bursunu duyunca çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Anneme anlatıyorum hemen, 6 sene çok fazla diyor; babam, Türkiye'de bir iş sahibi olmamı söylüyor. Benim için hiç kolay bir ikna süreci olmuyor. Kendimi ifade etme çabalarım hala gözümün önünden gitmiyor.  Bir sene sonra ÖYP kaldırılıyor. Yıkılıyorum. Sonra mezun oluyorum. Sonra 2016 yılında ilk kez YLSY tercih kılavuzu yayınlanıyor. İçinde özel hukuk yok. Benim hukuku sevme nedenim olan özel hukuk yok. Başvurmuyorum. Ama gerçekten çok üzülüyorum. Aradan birkaç ay geçiyor. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ne yüksek lisansa kabul ediliyorum. Ve YLSY'yi tamamen unutuyorum. Çok güzel bir yüksek lisans dönemi... Hocalarımı çok seviyorum. Okulumu çok seviyorum. Beni gerçekten tatmin ediyor. Sonra staj başlatıyorum. Yüksek lisans ve stajı aynı...

Ph(inishe)D

  Today marks an important milestone in my life. I just submitted my PhD thesis, and it felt extremely awkward. After I pulled myself together, I visited this bench above, my sad place in Southampton. I have come here so many times. When I get upset, frustrated, or disappointed, I come here to cry, to think, to talk to myself out loud. And today, the reason I came here after my thesis submission was to let go of the things that made me miserable for the last four years. Over the past years, I got upset over so many different things. I got upset over my PhD thesis, over and over again. I got upset over presentations, progression review deadlines, writing, not writing, not being able to read, not being able to understand what I read due to language barriers... I got upset over the wrong people, and then over people who were even more wrong. Countless things. This bench has witnessed my sorrow and stayed still for me while I burst into tears each and every time. And now, since I...

Yeni Mezun Bir Hukukçuyu Neler Bekliyor- Part 1

Merhaba, İlk olarak çok uzun zamandır yazı yazmadığımı belirtmeliyim. En son yazıyı kasımda yazmışım. Kasımdan bu yana geçen 8 ay boyunca çeşitli yoğunluklarım olduğundan ve bir süre sonra da araya zaman girdiği için bloga yazmak zorlaştığından ötürü yazı yazamadım. Fakat bir arkadaşımın yeni mezun bir hukukuçuya neler tavsiye edebileceğimi anlatan bir yazı kaleme almamı ricası üzerine kendimi bilgisayarın başında buldum. Umarım bu yazıyla blogun tozunu kaldırmış olurum. Öncelikle internetteki herhangi bir yerden copy-paste yapmayacağımı söylemeliyim. Bu yazdıklarım tamamen benim büyüklerimden öğrendiğim ve yaşayarak tecrübe ettiğim şeyler. Ben halihazırda avukatlık stajımın sonuna geldim ve yüksek lisansta da tez aşamasına gelmiş bulunuyorum. Kendimden yola çıkarak da anlatacağım bazı şeyleri. Keyifli okumalar. TATİL Bu yeni mezun olmuş herkese verebileceğim ilk ve en büyük tavsiyedir. Ben mezun olur olmaz, geçiçi diplomalarımız çıkınca koşa koşa baroda staj başvur...