Skip to main content

Posts

Showing posts from December, 2015

Time

It's been four months. But still when i look at the mirror, its like i am looking to a complete stranger. We went to the cinema today, to an emotional love movie. My friends cried but somehow i didn’t. But after the movie, when we shopping, i just suddenly started to crying and it was not because of the movie. And one of my friends asked its reason, i told her and what she said is, " you did the right thing" I know! I am sure about this, as much as i am sure about my name, i did the right thing. But sometimes even the right things can hurt. You know guys, we make new decisions  al the time and some of them could be painful. At this point, all we need is time. Time is an awesome thing which has such a power for us to get used to some sort of things. Time, time time. That's all i need. I saw a post under one of my friend’s photo. It says “ whispering to myself over and over again that every choice i make for the future is mine .” Yeap. This is my l...

Hiçlik ve Kahve Kokusu

  İçtiği kahveyle aynı renkte gözleri olan kız, yemekleri anneannemizin kesme tahtasında getirip bize marjinal olmak adına ufak bir servet kilitleyen bir mekanda en yakın arkadaşıyla- 'mutlu hissediyor'du. Böyle diyordu son zamanlarda lüzumsuzluğuna can-ı gönülden inandığım malum sosyal paylaşım sitesi.   Peki ben nasıl hissediyorum diye duraksadım bir an. Gözleri uykusuzluktan ve en çok da umutsuzluktan çökmüş olan kız, üzerinde kirli kahve fincanları olan bir masada, şu saatler bitmesi lazım gelen notun daha yarısına bile gelememiş bir vaziyette- mutsuz hissediyor. Ha sadece öyle hissetmekle kalsa iyi... Arada fosforlu kalemi elinden bırakıyor. Duvara, masaya veya halıya dalıp kendi kendine fikri sancılar çekiyor.   Kural bir, eğer sınav haftasında iseniz gerçeklerden uzaklaştığınız her dakika, hanenize eksi puan olarak yansıyacaktır. Kural iki, aylarca oturdun oturdun da varoluş sancısı çekmek için sınav haftası gece yarısını mı buldun allasen? Elindeki n...

Eleştirmek Üzerine

     Geldi, oturdu. Biraz sinirli gibiydi. Ben de sormadım neyin var diye. Zaten bilirdim, anlatacak olsa anlatırdı. İki kahve söyledik, biri sütlü. İlk bir kaç dakika kahveme süt ve şekeri karıştırmakla oyalanır gibi yaptım. Açıkçası onun bir şey söyleyip söylemeyeceğini merak ediyordum. Fazla da sürmedi bu merakım. O anlattı ben dinledim.     Bir eleştirmek modası almış başını gidiyor, dedi. Sanki insanların hayatına bu kadar müdahil olmaya hakkımız varmış gibi, giydiği kıyafetinden, taktığı takıya, yediği içtiğinden, sosyal medyada paylaştığına kadar karışıyoruz. Yahu bizim ne haddimize? Hem neyi eleştiriyorsun? Devir zaten öyle bir hal almış ki, neyin ucundan tutsan elinde kalıyor. Vaziyet böyleyken ve muhatabın da her şeyin bilincinde ve eleştiri kabul etmezken daha ne diye ısrar ediyorsun? Sonra ne oluyor biliyor musun? Sonu gelmeyen polemikler... Ve hatta bu dediklerim sadece zıt görüşte olanlar arasında da olmuyor. Bazen aynı düşünce yap...