Boşa geçen zamanlarımı ileride arayacağımı
düşünüp üzülürüm bazen. Ama insanoğlu böyle değil midir zaten? Bir şeyi yapmaz
yapmaz, tam yumurta kapıya dayandığında yapar.
Boş zamanlarımızın, bir meşguliyetimizin
olmadığı zamanların, hiç ama hiç kıymetini bilmeyiz. Hâlbuki hayallerimiz
vardır. Bizi o hayallere ulaştıracak planlar yaparız. Ve o planları
uygulayabilelim diye bir sürü zaman verilmiştir bize. Ama biz genellikle o
zamanları aylaklıkla geçiririz. Sonra da artık boş zamanımızın olmadığı günlere
geldiğimizde, boşa geçen o kadar zamana hayıflanıp dururuz. Her ne planladıysak
gelecek için, bunlar bugünlerde yapılmalı ki; yarınlarda pişmanlık duyulmasın.
Yoksa yarın geriye dönüp baktığımızda elimizde boşa geçirilen koca bir ömürden
başka bir şey kalmaz.
Hiçbir şey ertelemeye gelmez. Hele hayat hiç
hiç ertelemeye gelmez. Her saniye birilerinin veda ettiği bu dünyada boşa geçen
ve lüzumsuzca çarçur edilen zamanın, insanın kendisine karşı yapıp yapabileceği
en büyük kötülüklerden biri olduğunu düşünüyorum.
İnsan ömrü bu kadar kolay harcanabilecek
kadar ucuz değil. Basit hiç değil. Nasıl her şeyin bir anlamı varsa, yaşamanın
da bir anlamı var. Bu yüzden her şeyi çok kolay harcayabildiğimiz şu dünyada en
azından zamanı harcarken durup bir düşünmek gerek.
Güzel bir hayat yaşamak isteyen insan,
zamanını ona göre değerlendirip geleceğe yatırım yapan insandır. Bugününü boş
verip, yarın için hazırlanmayıp, gelecekte üzülmenin ne gereği var değil mi
ama?
Comments
Post a Comment