Yapacak bir şey bulamamanın verdiği sıkıntı tüm bedenini sarmış, ruhunu sıkmaktaydı. İnsanoğlu neden hiçbir şeyle tatmin olmazdı ki? Halbuki ne kadar da güzel bir gün geçirmişti. Hem gözle görülür bir sıkıntısı da yoktu. Hatta yapması gereken sıkıcı işler bile yoktu şu anda hayatında. Kelimenin tam anlamıyla 'canı ne isterse' onu yapıyordu. Tüm gün hiçbir şey yapmadan otursa bile olurdu. Ama şu içindeki boşluk duygusu yok mu... Neyle dolduracağını bilemediği o boşluk duygusu yüzünden yaptığı hiçbir şeyden tat alamıyor, hayatı boşuna yaşıyormuş hissi yakasını bir türlü bırakmıyordu. Bu boşluğu kitaplarla doldurmayı denedi bir süre. Başarılı da oldu en başta. Kitaplar onun ruhunu doyuruyordu. Bedenin gıdası nasıl ekmek ve su ise ruhun gıdası da kitap olmalı diye düşündü. Ama bir süre sonra kitapların da onun dünyasını tam olarak aydınlatmadığını düşündü. Kitaplarla başka insanların ruh dünyalarına yolculuk yapılırdı. Yazan kişinin hale...
Everything starts with a dream.