Kime dokunsam bin ah işitiyorum dedi yazar, kendi kendine. Meğer insanların ne çok dertleri varmış, ilk bakışta görünmeyen ama biraz üsteleyince meydana çıkan. Dert kavramı insanlık tarihi kadar eski olsa gerek diye düşündü. Ne kadar çok dostum varsa, hepsine bir dert. Hayat mı bu kadar çok dert veriyor omuzlarımıza, yoksa biz mi olur olmaz şeyleri dert diye yüklüyoruz sırtımıza, bilemedim dedi. Ama bildiğim tek şey, her ne kadar insan varsa şu dünyada, ama büyük ama küçük, hepsinin bir derdi var. Kimi o dert ile yaşamayı öğrenmiş ve derdi hayatının merkezi yapmamış; kimiyse tam ortasına oturtmuş derdini hayatının da, uğraşır durur onunla. Peki bu dertler ne sebeple var, diye düşündü biraz. İmtihan sırrı geldi aklına. Dertlerin insanı olgunlaştırdığı ve hayata daha güçlü tutunmasını sağladığı düşüncesi geldi. Evet, dedi. Dertler birer külfet değil, nimet aslında. Bakmasını bilen için dertler, güçleştirici yönünden çok, olgunlaştırıcı yönünü açar insan...
Everything starts with a dream.