Başlık olarak günlük hayatta en çok kullandıklarımdan olan ama asla telaffuz edemediğim bir kelime seçtim ki havalı dursun. Konuşurken söylediğim gibi “delay” yazsaydım aynı etkiyi vermezdi çünkü. Hem ilham aldığım videonun * da ismini değiştirmiş olurdum. O ne ola ki? Erteleme hastalığı! Erteleme hastalığı muhtemelen yıllardır birlikte yaşadığım ve artık alışkanlık haline getirmiş olduğum ama her ne hikmetse yurt dışında yüksek lisans yaptığım son 6 ayda tavan yapan bir durum. Bir şeyleri ertelemekten kendimi alamıyorum. Sadece ertelemekle kalsam yine iyi. Bir şeyleri son güne bırakmaktan kendimi alamıyorum. “Çok şükür ki 'deadline' diye bir şey var, ya o da olmasa?” diye düşünürdüm hep ve "ben son gece çalışıp başaranlardanım zaten", diyerek kendimi avuturdum. Ancak biraz önce, bir arkadaşımın ** tavsiyesi üzerine izlediğim Ted Talks videosunda aslında her şeyin bir deadline’ı olmadığının farkına vardım ve uzandığım yerden doğrulup bilgisayarın açma tuşu...
Everything starts with a dream.