Biz her şeye. Esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna. Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan. Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli. Çok bağrışlı. Çok nefessiz. Çok sabahsız, çok aşksız. Çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatla kaldık sırf bu yüzden. Piyasaların hınçla dahi iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de art arda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum. İşte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor. İnsaf et Anna. Gidelim buradan. Senin masumiyetini, bilgelik zamanından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim. Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim. Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.*...
Everything starts with a dream.